ويكيبيديا

    "وتعاني" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ve
        
    Büyük ihtimalle elektriğiniz ve elektriğin mümkün kıldığı iç mekan aktiviteleriniz de yoktur. yani çoğunlukla dışarıdasınızdır. TED وتعاني نقصًا في الكهرباء وبالتالي يقلّ عدد الأنشطة المنزلية لحاجتها للكهرباء ويبقى الناس خارجًا
    Malala hastanede iken ve can acısı içinde iken çok ağır baş ağrıları varken -çünkü yüz sinirleri kesilmişti- eşimin yüzüne yayılan karanlık bir gölge gördüm. TED عندما كانت ملالا في المستشفى، كانت تقاسى شديد الالأم وتعاني من صداع شديد لأن عصبها الوجهي قُطع، لقد كنت أرى ظلًا قاتمًا يخيم على وجه زوجتي.
    Daha fazla karbondioksit alırsın ve solunum yollarında küçük bir tıkanıklık yaşarsın. TED وتستنشق ثاني أكسيد الكربون أكثر وتعاني من انسداد في مجرى الهواء.
    Peltek peltek konuşan kitap kurdu bir kızdı ve biçimli, kuvvetli bacakları vardı. Open Subtitles أتذكر أنها كانت من النوع المولع بالقراءة وتعاني من اللدغة في كلامها. ذات ساقين ضخمة ومتناسقتين.
    Yani Jane Doe karbonhidratı düşük tatlandırıcı kullanıyor polyester giyiyor. antifrizi arabaya kendi takıyor ve kalp hastalığı var. Open Subtitles ومن هذا نستنتج أنها تستخدم السكرين ، وكانت تلبس البوليستر وتضع مادة منع التجمد في سيارتها وتعاني من ذبحة صدرية
    Kadın. Kimliği ve kıyafeti yok. Bir çeşit cilt döküntüsü var. Open Subtitles أنثى لا تحمل اي اثبات هويه ولاترتدي ملابس وتعاني من نوع من الطفح الجلدي
    Katil silahlı ve büyük bir psikolojik yıkım yaşıyor, o yüzden öldürmekten çekinmeyecek. Open Subtitles المجرمة مسلحة وتعاني تحولاً سيكولوجياً كبيراً ولن تتردد في القتل مرة أخرى
    - Jodi, 8.5 aylık hamile ve gördüğüm en kötü amneziye sahip. Open Subtitles جودي حامل بالشهر التاسع .. وتعاني أسوأ حالة
    Dünyada kalan günahkarlar en kötü kabuslarından beter işkenceler ve acıyla yüzleşecekler. Open Subtitles هؤلاء المذنبين طريفة الذين زالوا على الأرض يجب مواجهة التمزقات وتعاني تتجاوز تلك الكوابيس أعنف.
    İnatçı olmayan ve ağır gururdan kıvranmayan bir doktora. Open Subtitles الطبيبة لا يجب أنْ تكون عنيدة وتعاني من حالة شديدة من التكبّر.
    ve profilcilik mesleğine uygun olarak tembellikle boğulmuş ve... Open Subtitles وحالات مختلفة من التفكير وتعاني عموما من نوع من الكسل
    Bursa da senin kibrini paylaştı ve acısını fazlasıyla çekti. Open Subtitles المدينة تشارككِ فخرها مع البدقية وتعاني كثيرا
    Bursa şehri sizin gibi onurlu davranmıştı ve bedelini ağır ödemişti. Open Subtitles المدينة تشارككِ فخرها مع البدقية وتعاني كثيرا
    ve şimdi kalbi tekrar kırıldı. Aşkı yine ellerinin arasından kayıp gitti ve çok acı çekiyor. Open Subtitles والآن انفطر قلبها مجدّداً فقد خسرَتْ حبّاً آخر وتعاني ألماً رهيباً
    O geçen 5 sene sadece acı ve zorluk muydu yoksa birisi sana öğretti mi? Open Subtitles هل لبثت تتألم وتعاني طيلة الخمس سنين أم كان لديك أحد علمك؟
    Tamamen ağrılar ve şiddetli keyifsizlik içerisinde. Open Subtitles إنها متعبة ومتألمة وتعاني من وعكة حادة.
    Biraz yardıma ihtiyacın var diye düşündün ve oldukça kötü bir beyin sarsıntısı geçirdin, yani... Open Subtitles تعرف أنك تحتاج إلى مساعدة وتعاني ارتجاجًا دماغيًا لذا...
    Sürekli fazla terlediğini düşünüyorsun, kirlilik fobin var ve annenle sorunlar yaşıyorsun. Open Subtitles -أنتَ تعتقد بأنكَ كثير التعرّق ولديكَ رهاب من الأوساخ وتعاني من مشاكل مع والدتك
    Kendinizi sevilmeyen, bilinmeyen ve sırlara saklanmış gibi hissettiğiniz için mi acı çekiyorsunuz? Open Subtitles وتعاني لشعورك أنك منبوذ مجهول ومنطوي؟
    Şimdi motorların kapalı kaldığı sineğin yoluna devam ettiği ve öldürülmek gibi acı sonuçlara katlandığı bir durum düşünün. TED الآن لنضع باعتبارنا وضعية أن المحركات معطلة ، الذبابة تُكمل مسارها وتعاني من بعض العواقب المؤلمة كأن يكون لها رد فعل سريع .

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد