İnsanların küstahça insan-salyangozların bir şekilde yavaş olduğunu dile getirmelerinden bıktım usandım artık. | Open Subtitles | لقد مللت وتعبت من الناس الذين يظنّون أنّ الحلزون البشري بطيء نوعا ما. |
Bu adamlar tarafından kandırılmaktan bıktım usandım. O yüzden böyleyim. | Open Subtitles | لقد سئمت وتعبت من تواجدي مع هؤلاء الملاعين، هذا هو السبب |
Sürekli başka kadınlara bakmandan usandım. | Open Subtitles | انا مرضت وتعبت منك تبدأ مع امرأة اخرى كل مرة |
Ve bu beni oldukça üzüyor çünkü işlerin yolunda gitmediğini görmekten yoruldum ve sıkıldım artık. | TED | وهذا يجعلني حزينا جدا، لأنني سئمت وتعبت من الأشياء التي لا تعمل. |
"Değişik yerler, insanlar ve ilişkiler aramaktan yoruldum ve bıktım." | Open Subtitles | سئمت وتعبت من الركض من الأماكن والناس والعلاقات |
İrlandalı kadınların her biri balık kokulu cinsel ayrımcılık ağızlarından bıkıp usandı. | Open Subtitles | لكل إمرأة إيرلندية مريضة وتعبت من رائحة فم السمك الجنسية |
Sürekli itilip kakılmaktan bıktım usandım. | Open Subtitles | أنا حقاً سأمرض وتعبت من سحبك لي طوال الوقت |
İnsanların benden çalmasından bıktım usandım. Hepsi orada mı? | Open Subtitles | لقد سئمت وتعبت من سرقة الناس منّي هل كل المبلغ موجود؟ |
Kaç gündür karın içinde dolaşmaktan bıktım usandım. | Open Subtitles | لقد كنا في هذا المكان لبعض أيام ، وتعبت منه |
Şu elektrik mevzusu için hır-gür çıkarmanızdan bıktım, usandım. | Open Subtitles | أَنا مرضت وتعبت من سماعي الشجار على الكهرباءِ دائماً |
Her şey yolunda gibi davranmaktan bıktım usandım. | Open Subtitles | أنا في حالة نزرية ، وتعبت من التظاهر بأن كل شيء على ما يرام |
Ama ben, isteklerinden ve neyi yapıp neyi yapamayacağımı söylemenden bıkıp usandım. | Open Subtitles | لكنني سئمت وتعبت من مطالبك وإخبارك لي ما أستطيع وما لا أستطيع عمله. |
Sana kibarlık yapmaktan ve böyle aptal yüzüme bakmandan bıktım usandım. | Open Subtitles | انا مرضت وتعبت لاكون لطيفاً معك بعد ذلك ألقيت مرة أخرى في وجهي. |
Sürekli aynı şeyi yapmaktan yoruldum ve bıktım. | Open Subtitles | لقد سئمت وتعبت من القيام بنفس التفاهات طوال الوقت |
Çocuklar aranızdaki bu kavgadan yoruldum artık, taaamam. | Open Subtitles | الآن يا أولاد أنا مللت وتعبت من هذا العداء بينكما |
Pearl Harbor'ı ve oğlumun "ülkesi için canını nasıl verdiğini" tekrar tekrar duymaktan bıkıp usandım ve yoruldum artık. | Open Subtitles | لقد سئمتُ وتعبت لسماعي هذا الكلام مرات عديدة عن بيرل هاربر وعن إبني بأنهُ ضحى بحياته لأجل بلده |
Doğru, ama insanların devamlı ne olduğumu sormasından bıktım. | Open Subtitles | حقاً، لكنني سئمت جداً وتعبت من الناس عندما يسألونني عما إذا كنت أنا هذا أو ذاك |