Sana konuk odasını hazırladı, yani kalıp geceyi burda geçirebilirsin. | Open Subtitles | لقد جهزت غرفة الضيوف، لذا عليكِ أن تبقي وتقضي الليلة. |
Ama bu hafta sonuna ihtiyacın vardı.Biraz rahatlayıp iyi zaman geçirebilirsin. | Open Subtitles | ولكنك بحاجه إلى إجازه بعيداً عنها, حتى تسترخي وتقضي وقتاً طيباً |
Erkek kardeşinle henüz bir bebekken tanışabilirsin, onun büyümesini görebilirsin, ve onunla ihtiyacın olan zamanı geçirebilirsin. | Open Subtitles | بإمكانك مقابلة أخاك وهو صغير تراه يكبر وتقضي كل وقتك معه |
İlaçlarını alırsan çocuğunla istediğin kadar vakit geçirebilirsin. | Open Subtitles | اسمع تستطيع ان تأخذ قرصاً وتقضي جميع الوقت الذي تريده مع صغيرتك |
Jim, gün batımına doğru atını sürüp annenle birlikte kaliteli zamanlar geçirebilirsin. | Open Subtitles | والآن، (جيم) ، يمكنك أنْ تنطلق نحو الغروب وتقضي بعض الوقت مع أمّك هنـا |
- Yani istersen anlaşmanın sana düşen kısmını yerine getirmeyebilir ve hayatının geri kalanını federal hapishanede geçirebilirsin. | Open Subtitles | {\pos(192,210)} يمكنك ألا تفي بجزئك من الإتفاق وتقضي بقية حياتك في سجن فيدرالي إن شئت. |