Toprağın altında düşünüp hissedebiliyorsan... benden ve kaderindeki rolümden nefret ediyor olabilirsin... beni buraya getirttiğin için senden nefret ettiğim gibi. | Open Subtitles | إذا كنت وأنت ميت تستطيع أن تفكر أو تشعر بأي شعور فقد تكرهني وتكره أني جزء من قدرك كما أكرهك أحياناً لأنك جلبتني إلى هنا |
Korkuyor. Hastanelerden nefret ediyor. İyi ki kalmışım. | Open Subtitles | خائفة وتكره المستشفيات انا مسرورة جدا اني بقيت |
Bir köpeğim var. Adı Elle ve yağmurdan nefret ediyor. | TED | لدي كلبة تُدعى إيل، وتكره المطر. |
O yaşıyor, buna inanmayacaksın, çünkü olduğun şeye bile tahammülün yok, o yüzden kendinden kaçıyorsun ve senin gibi insanlardan nefret ediyorsun ve seni sevenleri incitiyorsun. | Open Subtitles | لقد ناداني ابني، وكان حياً، ولكنّك لن تصدّق، لأنّه ليس بإمكانك تحمّل طبيعتك، لذا هربت من نفسك، وتكره كلّ شخص مثلك، وتؤذي أيّ شخص يهتم لأمرك. |
Ve bana ihtiyacın olduğu için kendinden nefret ediyorsun çünkü bu seni savunmasız kılıyor. | Open Subtitles | . وتكره هذا بشأن نفسك . لأن هذا يجعلك ضعيفاً |
Annem burada yaşıyor ve kendisi kumardan nefret eder. | Open Subtitles | لأن أمي هو البقاء مع لي وتكره القمار. |
Bildiğim kadarıyla silahlardan, dar alanlardan nefret ediyordu. | Open Subtitles | لقد قامت "سامنتا" بشراءه من رجل عجوز وأنا أعرف انها كانت تكره الأسلحة وتكره الأماكن الضيّقة أيضا |
Sekreterim değildi. Öyle anılmaktan nefret ediyor. | Open Subtitles | ليست أمينة مكتب وتكره أن تُلقب بهذا |
Ve gün ışığından nefret ediyor. | Open Subtitles | وتكره ضوء الشمس |
Ve o konuda konuşmaktan nefret ediyor. | Open Subtitles | وتكره التحدث عن ذلك |
Arya'nın parası olan son canlı akrabası. Lannisterlar'dan nefret ediyor. | Open Subtitles | إنها أخر أقارب (آريا) الأحياء ولديهم مال وتكره الـ(لانيستر) |
Moru seviyor, Bieber'dan nefret ediyor ve belki de labradoodle alabilirlermiş. | Open Subtitles | هي تحب الارجوان وتكره (بيبر) وربما يحصلون على كلب |
Arkadaşlarını özlüyor, gizli servisten nefret ediyor. | Open Subtitles | ...... (لكن - السرية الخدمات وتكره أصدقائها تفتقد أنها |
Lannisterlar'dan nefret ediyor. | Open Subtitles | (وتكره آل (لانيستر |
Öyleyse kız arkadaşımın kalmasına neden izin vermiyorsun? Annemden o kadar nefret ediyorsun ki aradığını bile söylemiyorsun. | Open Subtitles | كلا، لكنك تمنع صديقتي من المكوث هنا، وتكره أمي كثيراً، حتى أنك لا تخبرني أنها اتصلت. |
Kendi hayatının amına koymuşsun ve bu yüzden kendinden nefret ediyorsun. | Open Subtitles | لأنك دمرت حياتك وتكره نفسك من أجل ذلك |
Evet! Wraithlerden en az bizim kadar nefret ediyorsun... | Open Subtitles | ... وتكره الرايث بقدر مانكرههم ... |
Peki, niye benden ve İsa'dan nefret ediyorsun? | Open Subtitles | لماذا تكرهني وتكره المسيح ؟ |
Çok genç biri ve bağırıştan nefret eder. | Open Subtitles | وتكره الصراخ |
Balık tutmaktan nefret eder. | Open Subtitles | وتكره الصيد. |
O aptal giysilerden de nefret ediyordu. | Open Subtitles | وتكره الثياب الغبية أيضاً |
Ki Ali'den daha bile çok nefret ediyordu. | Open Subtitles | وتكره (آلي) أكثر وأكثر |