ويكيبيديا

    "وجد وسيلة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yolunu bulmuş
        
    • bir yol bulmuş
        
    • yolunu bulduğunu
        
    • yolunu buldu
        
    Bir şekilde kendini Kopyalamanın yolunu bulmuş. Open Subtitles بطريقة ما، وجد وسيلة لنسخ نفسه
    Bir şekilde kendini kopyalamanın yolunu bulmuş. Open Subtitles بطريقة ما، وجد وسيلة لنسخ نفسه
    - Muhtemelen uydularımızı bozmanın bir yolunu bulmuş. Open Subtitles -غالبا وجد وسيلة لتجنب أقمارنا الاصطناعية
    Ya onun üzerinde işe yaramış, ya da onu kaçıracak bir yol bulmuş. Open Subtitles اما انها عملت عليه، أو وجد وسيلة لخطفها.
    Mindy, Frank'in çok para kazanmanın bir yolunu bulduğunu söylemişti. Open Subtitles قالت مندي أن فرانك اخبرها بأنه وجد وسيلة لجمع الكثير من النقود
    Naberius sizin geri gönderdiğiniz her yaratığı geri getirmenin yolunu buldu. Open Subtitles نابريس وجد وسيلة للافراج عن الشياطين
    Gezegendeki diğer ülkeler bir şekilde, gelecek nesilleri yetiştirenlere ücretli izin vermenin bir yolunu bulmuş. Fakat biz diyoruz ki: "Biz bunu yapamayız." TED كل اقتصاد آخر على هذا الكوكب وجد وسيلة تحقيق نفس المستوى من إجازة مدفوعة الأجر على الصعيد الوطني لأولئك الأشخاص الذين يقومون بعمل لمستقبل تلك البلدان، لكننا نقول، "لا يمكننا فعل ذلك."
    Silahı onlardan habersiz yapmanın bir yolunu bulmuş. Open Subtitles وجد وسيلة لصنعه بدون معرفتهم...
    Dormammu bu perdeye ulaşmanın bir yolunu bulmuş. Open Subtitles (دورمامو) وجد وسيلة للوصول من خلال ذلك الحجاب
    Bilinmeyen Şahıs içeri girmenin yolunu bulmuş. Open Subtitles ...حسنا هذا المجهول قد وجد وسيلة للدخول
    Anlaşılan Franklin nihayetinde yatırımlarından para basmanın bir yolunu bulmuş kristal meth yapmak. Open Subtitles يبدو أنّ (فرانكلين) وجد وسيلة لتحويل استثماره إلى نقدٍ بعد كلّ شيءٍ... -صُنع المُخدّرات .
    Suda bir kaç cm'den ilerisini görmek imkansız olsa da bu avcı, avını izlemek ve onu dehşet bir biçimde yakalamak için bir yol bulmuş. Open Subtitles على الرغم من أنه من المستحيل أن نرى أكثر من بضع بوصات من خلال الماء، هذا الحيوان المفترس قد وجد وسيلة لتعقب وأمساك فريسته
    Ve Bay Burton da kendisi mutlu eden ve genç hissettiren bir yol bulmuş. Open Subtitles والسيد (بيرتون) وجد وسيلة ليشعر بصباه من جديد، وهذا ما يجعله سعيداً.
    Vincent, Aurora'dan serumu almanın.. ..bir yolunu bulduğunu söylemişti. Open Subtitles أخبرني (فينسنت) أنّه وجد وسيلة لاستخلاص المصل من (أورورا).
    Vincent, Aurora'dan serumu almanın.. ..bir yolunu bulduğunu söylemişti. Open Subtitles أخبرني (فينسنت) أنّه وجد وسيلة لاستخلاص المصل من (أورورا).
    Nik hayatta kalmanın bir yolunu buldu. Planımız işe yaradı. Open Subtitles (نيك) وجد وسيلة للبقاء حيًّا، خطتنا نجحت.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد