Otoimmünse ve vücudu tümörlerle mücadele edecek antikorlar ürettiyse... | Open Subtitles | ان كانت مناعة ذاتية وجسمه قام بصنع الأجسام المضادة |
Toynakları, bir yılanın kuyruğu bir atın kafası ve bir kangurunun vücudu vardı. | Open Subtitles | كان منزوع الأطراف وذيلهُ أعوج رأسهُ كالحصـان وجسمه كالكنغر. |
Böyle bir ışıklandırma ve onun üst vücudu... | Open Subtitles | مع هذا النوع من الإضاءة وجسمه العلوي |
Kalbi ve vücudunu tüketen zehir onu şeytani bir canavara döndürmüş. | Open Subtitles | سم الكراهيه , الذي حول قلبه وجسمه الى وحش شيطاني |
Al'ın gülüşünü ve vücudunu çekici bulduğumu ve Brown maçında beni daha doğru dürüst bile tanımadan yanıma gelip bana "seni istiyorum" demesini. | Open Subtitles | انجذبت لابتسامة آل وجسمه و... الطريقة التي تقدّم بها نحوي في ديربي براون... لم يكن يعرفني حتى... |
- Aklının ve vücudunun aynı hızda çalışmasını sağlayacağını düşündüğüm sinirsel bir bileşik sentezledim. | Open Subtitles | لقد مزجت مُركباً عصبي أظنه سيعيد عقله وجسمه للعمل في توافق بنفس السرعة |
Şey, bu değişir işte. Descartes'e sorarsan; zıhını ve vücudu aynı anda iki değişik mekanda var olabilir. | Open Subtitles | "هذا يعتمد, اذا كنت توجه السؤال لـ"ديكارتس فسيقول ان عقله وجسمه |
Daha şimdi Hans'ı bulduk. Onun vücudu da iskelet içeriyor. | Open Subtitles | لأنّنا وجدنا (هانز) في خزانة ملابسها وجسمه يحوي هيكلاً عظميّاً |
Kafasının ve vücudunun tamamen ayrıldığını anlayana kadar. | Open Subtitles | بل عاش بما يكفي - ليتصور رأسه وجسمه منفصلان تماما ً - |