Atlantis'in bilgeliğinin nasıl yüzey insanlarını etkilediğini gördüm... ve onları yüce birer şifa ve bilge insanı yaptığını, | Open Subtitles | وقد رايت كيف ان معرفة تلانتيس قد طالت العديد من شعوب العالم وجعلتهم شافون عظماء ومعلمون رائعون |
Bir hastaya kız arkadaşı için yardım etmeye çalıştım ve onları ayırdım. | Open Subtitles | حاولت مساعدة مريض مع حبيبته وجعلتهم ينفصلون |
Biliyosun, akademik olarak çocuklarla çok iyi iletişimin var, Sosyal olarak da, ve onları öğrenmek için heyecanlandırıyorsun. | Open Subtitles | انت في الحقيقة تتواصلين مع الصغار دراسيا ، اجتماعيا وجعلتهم مسروريين فيما يتعلق بالتعلم |
Ben küçük kardeşlerimi kaldırdım ve onları diz çöktürerek dua ettirdim. | Open Subtitles | أيقظت أخوتي وأخواتي الصغار... وجعلتهم يركعون للصلاة |
Onlara dört adet samosas servis ettim ve onları beklettim. | Open Subtitles | قدمت لهم أربعة سمبوسة وجعلتهم ينتظرون. |
Yani, planın onlara yalan söylediğini açıklamak ve onları tembel birer geri zekâlı olduklarını düşündüğün için çalıştırdığını söylemek mi? | Open Subtitles | إذن أنت تُريد أن تخبرهم أنك كذبت... وجعلتهم يعملون لأنك ظننت... أنهم حفنة من البُلداء الكسالى؟ |
Ben oluşturdum ve onları devam ettirmeme izin vermeleri için zorladım. | Open Subtitles | وجعلتهم... أجبرتهم على جعلي ألاحقها. |