Kesinlikle. Yani hayır. Çizgi roman fuarına gidiyoruz. | Open Subtitles | اذا , فيلما , الن تكشفي عن وجهتنا لمكان الاجازة السرية؟ |
Hayır, bence gideceğimiz yere daha hızlı gitmemiz için yalnız gitmeliyiz, tamam mı? | Open Subtitles | لا, أعتقد حقا أننا سنصل إلى وجهتنا أسرع بكثير إذا .. كنا منفصلين |
gittiğimiz yere varınca yani. Yapma böyle. Seninle evlendiğimde böyle olacağını biliyordum. | Open Subtitles | حالما نعلم مكان وجهتنا كنت أعرف ما قبلت به عند ارتباطي بك |
Nereye gittiğimizi bilmemiz için bu yatırımlara son derece ihtiyacımız var. | TED | نحن في أمسّ الحاجة لتلك الاستثمارات حتى نعلم وجهتنا. |
Daima ileri. Bir sonraki durak, Raxacoricofallapatorious. | Open Subtitles | .وجهتنا التالية، راكساكوريكوفالاباتورياس . هذه عبارةٌ لا تقال كثيراً |
varış noktamız olan Deneb IV, ötesinde galaksinin hiç keşfedilmemiş bölgelerini barındırıyordu. | Open Subtitles | وجهتنا هى كوكب دنيب 4 والذى تقع خلفه مساحة شاسعة من المجرة |
Ama buradaki dijital göstergelere göre, son durağımız olan Los Angeles'e varmamıza hâlâ 6 saatlik bir yolumuz var havanın, üç günlük bir yağmurdan sonra güneşli ve sıcak olması bekleniyor. | Open Subtitles | لكن طبقا لمقرئتي الرقمية هنا... مازال أمامنا 6 ساعات أخرى... قبل أن نصل إلى وجهتنا الأخيرة... |
Ayda bir Hilton istiyorum. Hedefimiz bu. | Open Subtitles | أريد هيلتون على سطح القمر, هذه وجهتنا |
Ee Captain. Şimdi nereye gidiyoruz? | Open Subtitles | إذن أيها الكابتن، أين ستكون وجهتنا التالية ؟ |
Onların gittiği yere gidiyoruz... | Open Subtitles | و تلك هي وجهتنا , كما هي وجهتهم |
Şu an buluşma noktasına doğru gidiyoruz. | Open Subtitles | سنتجهُ الأن إلى وجهتنا المحددة |
Kaptan Smollett gibi birinci sınıf bir dümencinin, ...gemiyi gideceğimiz yere götürmesini bekliyoruz. | Open Subtitles | نحن بانتظار ربان محترف مثل القبطان سموليت كي يقود هذه السفينة إلى وجهتنا المحددة |
Yarısını kamyonet geldiğinde, yarısını gideceğimiz yere vardığımızda. | Open Subtitles | النصف عندما تصل الشاحنة .. والنصف الآخر عندما نصل إلى وجهتنا |
Yarın gideceğimiz yere vardığımızda, siz muhabbet kuşları, ailelerinize sağlıklı ve güvende olduğunuzu göstermek için çekim yapabilirsiniz | Open Subtitles | عندما نصل إلى وجهتنا غدا ، تصوران كلاكما شريطا حتى تعلم عائلاتكما أنكما بأمان ويسمعون أصواتكما أيها الجبناء |
Yerimizi ve gittiğimiz yeri bilmiyorlardı. | Open Subtitles | أن أحداً لا يعرف مكاننا ولا أحد يعرف وجهتنا. |
gittiğimiz yere varana kadar uyumlu zenciyi oynayacağım. | Open Subtitles | أنا يمكنني أن ألعب دور الزنجي المطيع . حتى نصل إلى وجهتنا |
Surubaya'da bizim nereye gittiğimizi bilemezdin sen. | Open Subtitles | انك لست ماهر بالكذب حتى فانت لا تعرف وجهتنا |
Senin de müzik ile ilgili gözlü yaşlı senaryolara eğilimin var, bu nedenle nereye gittiğimizi bilmek istiyorum. | Open Subtitles | وأنت لديكَ ميل لسيناريو الأغاني السخيفة لذا أطالب أن أعلم وجهتنا |
Cottage Geçit'inden gelen Mavi hat. Burası son durak. | Open Subtitles | انه الخط الازرق من بوابة الكوخ هذه هي وجهتنا النهائيه |
Eğer koordinatlar yüzde birin yarısı kadar hatalıysa, kendimizi varış yerimizden 10,000 ışık yılı sapmış buluruz. | Open Subtitles | إذا كانت الإحداثيات خاطئه بنسبة واحد إلى نصف في المائه من الممكن أن ننتهي أبعد من مئة سنه ضوئية عن وجهتنا |
Son durağımız olan Londra Waterloo'ya varmış bulunuyoruz. | Open Subtitles | لقد وصلنا إلى وجهتنا النهائية "لندن واترلو |
Nihayetinde, Hedefimiz görünmeye başladı. | Open Subtitles | وأخيراً ظهرت ملامحُ وجهتنا في الأفق |
- Planlar değişti ortak. Daha yakın olduğu için hayvanat bahçesine gideceğiz. | Open Subtitles | تغيير في الخطة وجهتنا حديقة الحيوان، لإنها أقرب |
Nereye gideceğimize karar vermeliyiz. Neden? | Open Subtitles | علينا تبيّن وجهتنا |
Eğer nereye gideceğimizi biliyorlarsa, Bristol'de güvende değiliz. | Open Subtitles | إذا كانت هذه الأحاديث عن وجهتنا حقيقية، 'فنحن لسنا بمأمن هنا بـ'بريستول. |
varış yerimize yaklaştığımızda kozanın içerisinden otomatik iniş protokolünü duyabilirim. | Open Subtitles | سأكون قادرةً على سماع بروتوكول الهبوط الآلي من داخل الشرنقة حينما نقترب من وجهتنا |
Bugün yapmak istediğim şey sizlere şu an nerede olduğumuza dair bir fikir vermek, nereye doğru gittiğimize dair öngörülerde bulunmak ve neleri farklı yapmamız gerektiğiyle ilgili bazı fikirlerimi paylaşmak. | TED | لذا ما أود فعله اليوم هو أن أعطيكم نبذةً عن موقعنا اليوم من هذه الأهداف، وبعض التوقعات حول وجهتنا وبعض الأفكار حول أمورٍ ربما يجب علينا فعلها بطريقةٍ مختلفة. |