"وجهه كان" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Yüzü
• - Yüzünün
• Yüzünde

Ona Kahveli Kek Frankie derlerdi çünkü Yüzü Drake kahveli kekine benzerdi.
فرانك كافكيك و اسموه هكذا لان وجهه كان اشبه بكوب القهوه

Yüzü öyle bir şekilde donmuştu ki mutlu birine benziyordu.
وعلى الرغم من وجهه كان مجمدا كما رأيت فقد كان يبدو لى وكأنه رجلا سعيدا هل أنا على حــق؟

Ve gölün yüzeyine çıktığında Yüzü seninki kadar beyazdı.
وعندما ظهر على سطح البُحيرة وجهه كان أبيض مِثلك

- Yüzünün yarısı kapalıydı .
وجهه كان نصفه مغطى

- Yüzünün yarısı kapalıydı.
وجهه كان نصفه مغطى

Yüzünde bir maske vardı. Rüya görmedim ben.
وجهه كان مغطى بقناع لم اكن احلم

Yüzü bulanıktı ama onun ölüm olduğunu biliyordum.
وجهه كان مشوشاً لكنى متأكدة أنه كان الموت

Yüzü parçalanmıştı ve bağırsağını parçalıyordu bir haç işaretiyle.
وجهه كان ممزقاً وكان يطعن نفسه في المعدة بصليب،

Bilirsiniz, buradaki her karikatürist Bush'u tanıyor ve Bush ile bir araya gelmeleri de inanılmaz komik bir olay oluyor çünkü onun Yüzü bir karikatürist'in şekerlemesidir.
و، تعلمون، مثلما هو كل رسام كارتوني يعرف الرئيس بوش هنا، ولو حصل لك أن تقابل بوش، فسيكون أكثر الأشياء مرحا لأن وجهه كان مصدر بهجة للرسامين الكارتونيين.

Ve diğeri, sırık olan Yüzü soluk ve ifadesizdi.
والآخر، الطويل الواحد النحيف - وجهه كان فارغ جدا وغير معبّر.

O kasetlerde ne vardı acaba acaba kimseye göstermeyecek kadar kibirli miydi ya da Yüzü mü görünüyordu veya fazla şey mi vardı yoksa gördüklerimizden de beter şeyler mi vardı?
ماذا يوجد بتلك الأشرطة ؟ ـ أتساءل إذا ماكانت خاصة به ولا يريد لأي أحد الإطلاع عليها بسبب ـ أن وجهه كان ظاهراً أو كانت تقول أكثر من ذلك عنه

Yüzü kurukafaydı ve yanıyordu.
آه، و وجهه كان جمجة و كانت مشتعلة

Muhammed'i tasvir etmiş olsa da, Yüzü her zaman bir peçenin arkasında saklı kalmıştır.
لكن وجهه كان دائماً مخفي وراء حجاب

Yüzü çok tuhaf, değil mi?
وجهه كان يبدو غريباً للغاية، أليس كذلك؟

Yüzü tamamen siyah ve maviydi.
كل وجهه كان أسود و أزرق

Yüzünde yara olan adam ismimi biliyordu.
ورجل مجروح فى وجهه كان يعرف اسمى