Eve dönemezsem gerçek hayatta bir daha asla yüzlerini göremeyeceğim. | Open Subtitles | إن أردت أن أرى وجهيهما مجّدداً، فعليّ أن أعود للمنزل |
Dün onların küçük yüzlerini gördükten sonra her şey değişti. | Open Subtitles | لستُ أبالي، بعدما رأيت وجهيهما الصغيرين البارحة، تغيّر كلّ شيء. |
yüzlerini görmeliydiniz. | Open Subtitles | ليتك رأيت النظرات التي ارتسمت على وجهيهما |
Prens olduğunu öğrenince, yüzlerindeki ifadeyi görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا يسعني الانتظار حتى أرى تعابير وجهيهما حين يكتشفان أنه الأمير |
Şunların yüzlerindeki korkuya baksana. | Open Subtitles | انظر لهذين ، كمية الفزع على وجهيهما ؟ |
Büyük evi ilk gördüklerinde yüzlerinin aldığı hali bir görecektin. | Open Subtitles | يجب أن ترى وجهيهما عندما رأتـا المنزل الكبير أول مرة |
O an yüzlerini son bir kez görmezsem pişman olacağımı hissettim. | Open Subtitles | بعدها بدأت بالذعر، أدركتُ أنّني لا أريد أن أندم على هذه اللحظة التي أحتاجها لأرى وجهيهما للمرّة الأخيرة |
İki tetikçi vardı. Karanlıktı. yüzlerini görmedim. | Open Subtitles | كان هناك مهاجمان، كانت ظلمه لم أتعرف على وجهيهما |
Ve eminim bizler onların arkadaşça yüzlerini şirket içinde çok özleyeceğiz, ...haftada üç gün evden bağlanmalarına izin vereceğiz. | Open Subtitles | ورغم أنني متأكد أننا سنفتقد وجهيهما البشوشين في الشركة سنسمح لهما بالعمل من المنزل 3 أيام في الأسبوع |
Yaptıklarımdan sonra yüzlerini bile görmek istemiyorum. | Open Subtitles | انني حتى لا أريد رؤية وجهيهما ليس بعد ما فعلته |
Umarım patlar ve yüzlerini parçalar. | Open Subtitles | أتمنى لو ينفجر و يشوّه وجهيهما |
İki şövalye at sırtında birbirlerine yaklaşır ve yüzlerini göstermek için... miğferlerini aralar. | Open Subtitles | إنها ترجع إلى العصور الوسطى حينما كان يقترب فارسان على ظهري فرسيهما من بعضهما البعض كانا يرفعان مقدمتي خوذتيهما ويظهران وجهيهما |
yüzlerini göremiyorum ama çatıdalar. | Open Subtitles | لا أستطيع التحقّق من وجهيهما ولكنهما فوق السطح! |
Arsham ve ben, Amir ve Mojtaba'nın yüzlerini göstermekten korkmamalarını isterdik. | Open Subtitles | (أنا و (أرشام) نتمنى ألا يخاف (أمير و (مجتبى) من إظهار وجهيهما |
Hayır, yüzlerini görmek için... ölmemekle çok meşguldük. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}كلا، كنا مشغولين في التعرض للقتل {\pos(190,230)}لنرى وجهيهما |
Onlara seslenmeyi düşündüm böylece dönüp gülümseyeceklerdi ve o güzel yüzlerini görebilecektim ama artık çok geç. | Open Subtitles | تلك (فيليبا) أترين، خلتُ في أن أناديهما حتى يلتفتا ويبتسما، ويتسنى ليّ أن أرى وجهيهما الجميلين... |
yüzlerindeki o ifade... | Open Subtitles | .. النظرة على وجهيهما |
Evet, yüzlerindeki "V" işaretine bakın. | Open Subtitles | -أجل، انظروا لحرف "في" على وجهيهما . |
Yani Tracy ve Jenna günleri makyaj odasında yüzlerinin tam bir plaster kalıbını yaptırarak geçirecekler. | Open Subtitles | {\pos(192,220)}صبيانيتهما لا يسيطر عليها {\pos(192,220)}لذا فسيقضيا اليوم في غرفة التجميل، {\pos(192,220)}للقيام بقَوْلبة وجهيهما |