Zararsızdır ama varlığı beni kıllandırdı. Ben de birkaç test daha yaptım. | Open Subtitles | وهو غير ضار، لكن وجوده أثار قلقي، لذا أجريتُ المزيد من الفحوصات. |
Kullanmayı bilmeden elinde silah olması başına daha büyük sorun açar. | Open Subtitles | دون تدريب، أنتَ خطرٌ مع مسدس أكثر من عدم وجوده معك |
Varlığının ve yerinin sır tutulmasının çok iyi sebepleri olduğuna eminim. | Open Subtitles | متأكّد من أنّ هنالك أسباباً وجيهة جدّاً لكون وجوده وموقعه سرّاً |
Cinayet işlenirken orada olduğu için tanrıdan bağışlamasını istediğini söyledi. | Open Subtitles | دعا الله أن يسامحه على وجوده هناك عندما ارتكبت الجريمة |
Onu uzun zaman önce terkettim: Burada olmasının sebebi bu. | Open Subtitles | لقد هجرته منذ مدة طويلة و هذا سبب وجوده هنا؟ |
Çabucak önden gidip kapıyı açanın hep kendi olmasını sağlardı. | Open Subtitles | يود ان يسرع ويتأكد من وجوده هناك لفتح الباب لها. |
Evet. Bilim kulübü sağ olsun. Yani bizimkiler buranın varlığından bile habersiz. | Open Subtitles | نعم, كل الشكر لنادي العلم و الذي منع أصدقائي من معرفة وجوده |
O mük emmel bir ask er, sırf varlığı bile adamlarına olağanüstü cesaret veriyor. | Open Subtitles | اٍنه حرفي رائع في الحرب مجرد وجوده فقط يمثل الهاما للرجال لبسالة استثنائية |
varlığı beni uyaran sanayicinin intiharından sonra yönümüzü kaybettik gibi geldi. | Open Subtitles | بعد انتحار رجل الصناعة، والذي كان وجوده يحفزني. بدا لي وكأننا أضعنا الطريق. |
...Kelimelere dökmek çok güç ama,... ama onu varlığı salt kızımı değil, aynı zamanda tüm ailemi de etkiledi. | Open Subtitles | يجب أن أقوم بالتحدث عن هذا وجوده لم يؤثر على إبنتي فقط على عائلتنا بأكملها |
- Birbirimizin arkasını kolluyoruz. Aslına bakarsan yanımda olması güzel bir şey. | Open Subtitles | كل منا يؤازر الآخر، لكن كان من الرائع جدا وجوده لجانبي بالخارج |
Zamanın temel varlık olarak var olması dışında gelişmekte olan özellik olarak da var olabilirdi. | TED | بدل السؤال إذا كان الزمن موجود كخاصية أساسية من الممكن أن وجوده هي خاصية طارئة. |
Kontrol adamımızı yumrukluyor. Arkasındaki adam bizim mühendis cerrahımız. Etrafta olması gereken biri. | TED | إنه يلكم رجل التحكم. والرجل خلفه هو المهندس الجراح في الفريق. والذي يعتبر وجوده مناسباً في الفريق. |
Burada olduğuna dair kanıtlar vardı. Ama şimdi bir şey yok. | Open Subtitles | بعض الأدلة على وجوده هنا و لكن لا يوجد شيء |
Bu ses, bir kez kafanıza girince aylarca orada kalır. | Open Subtitles | هذا الصوت، بمجرد وجوده فى رأسك انه يبقى هناك لشهور |
Onu uzun zaman önce terkettim: Burada olmasının sebebi bu. | Open Subtitles | لقد هجرته منذ مدة طويلة و هذا سبب وجوده هنا؟ |
Vadinin bu derece bereketli olmasını sağlayan muson yağmurları varlığını Tibet Platosu'na borçludur. | Open Subtitles | الامطار الموسميه التي تدعم عشب الوادي سبب وجوده الهضبة التيبتية. |
Kadının bacağı zaten mahvolmuş bir de varlığından bile emin olmadığımız bir şey için göğsünü yarıp açmamıza hiç gerek yok. | Open Subtitles | هذه المرأة تم بتر ساقها للتو. وليست في حاجة لأن يتم فتح صدرها من أجل شيء لسنا متأكدين حتى من وجوده. |
Umarım Onun bu semtte bulunması sizin burada kalma planlarınızı etkilemez. | Open Subtitles | أتمنى ألايؤثر وجوده فى الجوار على رغبتك فى البقاء فى البلدة |
Son birkaç gün öncesi dışında varlığına dair hiçbir şey hatırlamıyor. | Open Subtitles | ليس لديه أي ذكرة عن وجوده فيما خلا الأيام القليلة الماضية. |
Eminim yanınızda olmadığı için çok geçerli bir nedeni vardır. | Open Subtitles | أنا متأكّد أن هناك سبب جيد جدا لعدم وجوده معك. |
Müdür bey Henri Young'dan basitçe kurtulamazdı çünkü orada olduğundan kesinlikle haberi yoktu. | Open Subtitles | السجان هامسون لم يستطع ببساطه ان يبعد يديه عن هنرى الصغير لانه لم يكن لديه فكره عن وجوده هناك |
Çevresini ve varoluşunu ilk sorgulamaya başlayan oydu. | Open Subtitles | حسناً، إنه أول من يسأل عن بيئته عن وجوده كله هنا |
Hiç omurgaları yok ama, "bizde neden var" sorusuna ipucu barındırıyor olabilir. | Open Subtitles | ليس لديها عمود فقري لكنها ربما تحمل المفتاح لمعرفة سبب وجوده فينا |
Kanıksadığım şeylerin dünyadaki milyonlarca kişide mevcut olmadığını hatırlattı. | TED | وهذا ذكرني بأن ما أعتبر وجوده أمرًا مسلّمًا به ليس في متناول أيدي الملايين حول العالم. |
Benim bu sebebi bilmemem onu azaltmıyor, geçersiz kılmıyor varlığını hükümsüz saymıyor. | Open Subtitles | وكوني لا اعرف هذا السبب لا يقلل او يبطل او ينكر وجوده |