Eğer orada olduğunu kanıtlayabilirse, yalanını ortaya çıkaracaklar. | Open Subtitles | إذا تمكنت من إثبات وجودها هناك سيكشفون كذبها |
Ama bilgisayar disklerinin hepsini kopyaladılar orada olduğunu umalım. | Open Subtitles | لكن... نسخوا جميع أقراص حاسبة الآلي, لذا نأمل وجودها هناك. |
orada olduğunu nasıl bildiğini açıklar. | Open Subtitles | ما يشرح سبب وجودها هناك |
Orada olmasının tek açıklaması kız, kurulan tuzak ve saldırı hakkında söylediğinden daha fazlasını biliyor olmasıdır. | Open Subtitles | وجودها هناك يعني أنها تعرف أكثر مما تقول عن الفتاة وإيقاع الفخ |
Orada olmasının suçlusu ben değilmişim gibi davranmana gerek kalmayacaktı. | Open Subtitles | و أنت لم تكن لتتجول في الانحاء متظاهراً بأنني لستُ المسؤول عن وجودها هناك |
Zaten orada olduğunu inkar etmiyor. | Open Subtitles | انها لم تُنكر وجودها هناك. |
orada olduğunu nasıl bildiğini açıklar. | Open Subtitles | ما يشرح سبب وجودها هناك |
Artık niye orada olduğunu biliyormuş. | Open Subtitles | و الآن تعلم سبب وجودها هناك |