- Burada olmaları hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | ـ أحب وجودهم هنا ـ كلا يا هانس |
İşte asıl mucize hala Burada olmaları. | Open Subtitles | والمعجزه هى وجودهم هنا فى هذا المكان |
20 dakika önce Burada olmaları gerekiyordu. | Open Subtitles | كان يفترض وجودهم هنا منذ 20 دقيقة |
İzninizle gidip neden burada olduklarını öğreneceğim. | Open Subtitles | أعذراني . أريد معرفة سبب وجودهم هنا |
Neden burada olduklarını öğrenmek için bir neden daha. | Open Subtitles | وأكثر من ذلك معرفة سبب وجودهم هنا. |
Ruslar bizi tek parça halinde ele geçirmek istiyorlar, bu yüzden buradalar. | Open Subtitles | الروس بحاجة لاحتلالنا في قطعة واحدة، وهذا هو السبب في وجودهم هنا |
Zaten bu yüzden tedbiri elden bırakmış bir şekilde buradalar. | Open Subtitles | هذا هو السبب في وجودهم هنا مع الحرس إلى أسفل. |
Ama bütün öğrencilerin burada oldukları sürece. yaptıkları en büyük hata, her zaman ilginç veya yaratıcı bir düşünce bulacaklarını sanmaları. | Open Subtitles | لكن ربما الخطأ الأكبر الذي يفعله كل الطلاب أثناء وجودهم هنا . . |
Burada olmaları hepimizi tehlikeye atıyor. | Open Subtitles | وجودهم هنا يضعنا جميعا في خطر. |
Burada olmaları beni rahatlatıyor. | Open Subtitles | -من المريح وجودهم هنا |
Neden burada olduklarını anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم سبب وجودهم هنا |
Bu, neden burada olduklarını açıklıyor. | Open Subtitles | وهذا يوضّح سبب وجودهم هنا |
Burada bulunma sebeplerinin işledikleri suçlar olmadığını söylüyorum, derilerinin rengi yüzünden buradalar! | Open Subtitles | أقول بأن وجودهم هنا ليس بسبب جرائمهم، لكن بسبب لون بشرتهم. |
Aynen öyle! Ve tam olarak bu yüzden buradalar. | Open Subtitles | بالضبط، و ذلك هو سبب وجودهم هنا |
Diğerleri neden burada oldukları konusunda endişeliler. | Open Subtitles | الآخرون يقلقهم سبب وجودهم هنا |