Ve lise sevgilisi onu eve bırakmaktadır. | Open Subtitles | وحبيبة أيام الدراسة توصله إلى المنزل |
Don'un sevgilisi de evlendiler tabii aslında... | Open Subtitles | وحبيبة (دون)... حسنًا، لقد تزوّجا. |
Ve Han'ın sevgilisi. | Open Subtitles | وحبيبة (هــاان)! |
- Sevgili misiniz? | Open Subtitles | أنتما حبيب وحبيبة ؟ |
O yüzden kendime bir aile bulacağım. Birkaç yeni dost, bir de kız arkadaş. | Open Subtitles | لذلك سأجد عائلة وبعض الاصدقاء الجدد, وحبيبة أيضا |
Yani tam olarak kız arkadaş - erkek arkadaş demedi ama bence onu ima etti. | Open Subtitles | حسناً , أقصد , لم يقل بالضبط حبيب وحبيبة لكنني أظنن أن هذا ما اقترحه |
Arkadaşının kız arkadaşı öldü. Evde olmadığına emin misiniz? | Open Subtitles | وحبيبة صديقه ميتة هل أنتِ متأكدة أنه ليس بالمنزل |
Oh, ve şuradaki, onun kız arkadaşı çocuğu bu haftasonu kaymaya götürecekmiş. | Open Subtitles | آه، أجل... وحبيبة ذاك ستصطحبه للتزلّج في نهاية هذا الأسبوع |
- Sadece, kendi işlerimi yapmak gece nöbetlerini tutmak, ayrıca abla, arkadaş ve kız arkadaş olmak için yeterince zamanım yok. | Open Subtitles | فى اليوم ، لكى أقوم بكل شيء بنفسى بجانب العمل الأضافى بجانب كوني أختاً وصديقة ، وحبيبة |
Ve güzel bir kız arkadaş. | Open Subtitles | وحبيبة رائعة. |
Preston için, annesi ve kız arkadaşı arasında seçim yapması çok zor. | Open Subtitles | يصعب على "بريستون" الإختيار بين أم وحبيبة |
Ve karımın kuzeni, onun oğlu, kardeşimin kız arkadaşı, ve bizim iki çocuğumuz. | Open Subtitles | وقريب زوجتي وابنه وحبيبة أخي وولدانا (مرحباً (كارتمان |