yoğun bakım tonla kan verdiğimiz ama yine de ölen hastalarla dolu. | Open Subtitles | وحدة العناية المركزة مليئة بالناس نحن نضخ الكثير من الدماء، ولكنهم يموتون. |
Ve gel-git'ler içine girmiştim, çünkü durumu stabilize olduktan sonra yoğun bakım ünitesine gönderilmişti ve her şeye rağmen düzeleceğini umuyordum. | TED | تجاوزت هذا الدوران, لانه بعد ان ساعدوها بالاستقرار, ذهبت الى وحدة العناية المركزة, وكنت آمل على ان تتعافى. |
Bir gün, bir asistan hekim iken, annemin yoğun bakım ünitesinde olduğuna dair bir telefon aldım. | TED | ذات يوم، وحينما كنت طبيبة مقيمة، وصلني اتصال يقول أنها في وحدة العناية المركزة. |
yoğun bakımdaki hastalar gibi onları tellerle çevreliyorlar. | TED | لقد شبّكوها بأسلاك كالمرضى في وحدة العناية المركزة. |
- O.R. ICU. | Open Subtitles | يوجد مدنيون في كل مكان، غرفة العمليات، وحدة العناية المركزة |
Doktor yoğun bakımda. Ona çağrı yollarız. | Open Subtitles | الدكتور في وحدة العناية المركزة سوف نخبره بذلك |
Burası koroner yoğun bakım. Buraya ağaç sokamazsınız. | Open Subtitles | هذه وحدة العناية المركزة تُمنع الأشجار في وحدة العناية المركزة |
Ya kafede bedava çörek veriyorlar, ya da yoğun bakımda Asyalı fahişe fuarı var. | Open Subtitles | إما أنهم يوزعون الكعك المحلى مجانا في المقهى أو أن هناك عاهرة من أصل آسيوي في وحدة العناية المركزة |
Dr. Steiner, lütfen yoğun bakıma. | Open Subtitles | الدكتور شتاينر إلى وحدة العناية المركزة. |
Dr. Steiner, lütfen yoğun bakıma. | Open Subtitles | الدكتور شتاينر إلى وحدة العناية المركزة. |
Seyyar yoğun bakım ünitesi geldi ve beni dondurucu bir giysinin içine koydular. | Open Subtitles | وصلت وحدة العناية المركزة المتنقلة و قامو بوضعي في بدلة تقوم بتجميدك |
Doktor Kane, Doktor Wesley tarafından yoğun bakım ünitesine çağırılıyorsunuz. | Open Subtitles | ـ د.كاين إلى وحدة العناية المركزة .د.ويسلي كاين أرجوا التوجه إلى العناية المركزة لحديثي الولادة |
yoğun bakım ünitesine aldık, durumu stabil. | Open Subtitles | لكننا أدخلناها وحدة العناية المركزة وحالتها مستقرة |
Seni iyileşebileceğin yoğun bakım ünitesine götürüyoruz | Open Subtitles | وسنأخذك الى وحدة العناية المركزة حتى تفيقي |
yoğun bakımda uyuyor. | Open Subtitles | اه ، انها تحت التخدير ، في وحدة العناية المركزة |
Kendinde olduğunu, yoğun bakımdan çıktığını ve ifade alımlarına devam etmek istediğini söylüyor. | Open Subtitles | تقول أنه واعي لقد خرج من وحدة العناية المركزة لكنه يريدنا أن نستمر بأخذ الإفادات |
Acele etmeyin. yoğun bakım, Latince'de 'ağırdan al' demektir. | Open Subtitles | لا داع للعجلة وحدة العناية المركزة تعني خذ وقتك باللغة اللاتينية |
Kocası için bahaneler uydurmayı bırakması 5 yıl sürdü ve boşanmaya da yoğun bakım ünitesinde yatınca karar verdi. | Open Subtitles | لقد تطلب من خالتي 5 سنوات ورحلة إلى وحدة العناية المركزة للتوقف عن خلق أعدار لذلك الرجل وتحصل على طلاق. |
O adam şu anda yoğun bakımda ölüm-kalım mücadelesi veriyor. | Open Subtitles | أو , من هو هذا الرجل الذ ي يرقد بين الحياة والموت في وحدة العناية المركزة |
Hayati tehlikeyi atlattı ama hâlâ yoğun bakımda. | Open Subtitles | حالته مستقرة لكنّه غير واعٍ في وحدة العناية المركزة. |
Dr. Philips, ICU*ya Iütfen. | Open Subtitles | الدكتور فيليبس , تقريرا إلى وحدة العناية المركزة . |