Çocuk ormanda tek başına hayatta kalamaz. | Open Subtitles | ولكن لا يمكن للولد البقاء حياً وحيداً في الغابة |
Ailene ihanet edersen bu dünyada tek başına kalakalırsın. | Open Subtitles | إذا بعت عائلتك، ستكون وحيداً في هذا العالم |
-Teşekkür ederim. Barda tek başına oturup içkisini içen evli bir erkeksin. | Open Subtitles | إذاً أنت رجل متزوج , تجلس وحيداً في حاة تشرب |
Sanırım "as" beni temsil ediyor, kamyonumda tek başıma çalışıyorum, yalnız uçuyorum. | Open Subtitles | أنا أظنُ أنَّ ذلك الرمز يمثلني وأنا أعمل وأقودُ وحيداً في شاحنتي |
Zavallı kuzucuk, üşümüş sürüsü Sabah bir başına açmış gözünü | Open Subtitles | الحمل الصَغير المسكين الآن صوفه سيبَردَ يستيقظ وحيداً في الصباح |
Hadi, Şükran Günü'nde yalnız kalamazsın. | Open Subtitles | الأن , هيا. لا يمكن أن تكون وحيداً في عيد الشكر. |
tek başımaydım bu koca dünyada, tek başıma! | Open Subtitles | لقد كنت وحيداً وحيداً في كل هذه الدنيا الواسعة |
Bu tek başına seyretmek istemeyeceğin türden bir film. | Open Subtitles | هذه الأفلام لا تشاهدها وانت وحيداً في المنزل |
Ravenna'da tek başına asi bir lejyon kalıntısı ile duruyor ve bana şartlar koşmaya cesaret edebiliyor? | Open Subtitles | يجلس وحيداً في رافينا مع بقايا فيلق تمرد و يجرؤ على إملاء شروطه عليَّ؟ |
Şölene tek başına gitmenin kendini yalnız hissettirdiğini söylediğin için. | Open Subtitles | هذا لأنك قلت بأنك ستكون وحيداً في المهرجان |
Eski mahallede tek başına başını derde sokmaz mı? | Open Subtitles | ألا تعتقد أنّه سيتعرّض للمشاكل بوجوده وحيداً في الحيّ القديم؟ |
Bir otelde tek başına kalırsa değerini daha iyi anlar. | Open Subtitles | ربما سيقدركِ أكثر عندما يقضي ليلة وحيداً في فندق |
O ürkünç evde tek başına olduğunu söyledi ama üst kattaki pencerede başka biri vardı, hayal falan da görmedim. | Open Subtitles | لقد أخبرني بأنه يجلس وحيداً في ذلك المنزل المخيف ولكن ثمة شخص آخر يقبع عند تلك النافذة العلوية وهذا ليس من وحي خيالي |
Ortağını korumaya devam et, hapiste tek başına çürürken o da senin payını harcar. | Open Subtitles | احمي شريكك. ودعه ينفق نصيبك من السرقة بينما تموت وحيداً في السجن |
Frosty'nin takımından biri tek başına lider. | Open Subtitles | واحد من فريق فروستي يبحر وحيداً في الموجة 703خخ 00: 49: 29,566 |
Büyük bir ormanda tek başına kalmak veya canavarlar tarafından yenmek gibi. | Open Subtitles | مثل كونك وحيداً في الغابة، أو يتمّ أكلك بواسطة وحوش. |
Beni bu yılan yuvasında tek başıma bırakamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتركني وحيداً في هذا المكان اللعين |
Küçükken diğer çocuklar gittikten sonra oyun alanında daima tek başıma ölen annemi düşünerek otururdum. | Open Subtitles | عندما كنت صغيراً أعتدت أن أجلس وحيداً في الملعب بعد ذهاب باقي الأطفال |
Babam üzgündü çünkü hiç kadını yoktu ve tüm sabahlarını evde bir başına harcıyordu. | Open Subtitles | والدي كان حزيناً لآنه لم يلتقِ بالمرأة المناسبة و كان يمضي كل صباح وحيداً في منزله |
Çılgın müzik yapımcısı, kendini yazan, reşit olmamış kızların tadına bakarak koca bir evde bir başına yaşıyor. | Open Subtitles | منتج أغاني مجنون يعيش وحيداً في منزل خالي , مع نكهة من الفتيات القاصرات الكتاب يكتب نفسه |
Kimse Şükran Günü'nde yalnız olmamalı. | Open Subtitles | لا ينبغي لأحد أن يكون وحيداً في عيد الشكر |
Botta tek başımaydım... | Open Subtitles | كنت وحيداً في قارب نجاة |