Onun bir Tek boynuz olduğunu nereden biliyorsun? | Open Subtitles | كَيفَ عْرفت بأنّها (وحيدة القرن)؟ |
Hah hay. Bu bir Tek boynuz olmalı! | Open Subtitles | إذاً فهذه (وحيدة القرن)! |
Tek boynuz! | Open Subtitles | ْ(وحيدة القرن)! |
Tıpkı tekboynuz görmeleri için gerçek bir tekboynuza sahte bir boynuz takması gibi. | Open Subtitles | كما وضعت قرن زائف على القرن الحقيقي لجَعْلهم يَرونَ وحيدة القرن |
Kelime anlamı, tekboynuz: "unus", bir demek ve "cornu", boynuz demek oluyor. | Open Subtitles | حرفياً، وحيدة القرن |
Bugünlerde ucuz bir panayır hilesiyle halk gerçek bir tekboynuzu tanıyabilir. | Open Subtitles | في هذه الأيامِ ، يتكلف الأمر كرنفال رخيص لجَعْل الناسِ يَتعرفونَ على وحيدة القرن الحقيقية |
Tek boynuz! | Open Subtitles | (وحيدة القرن)! |
Tek boynuz! | Open Subtitles | (وحيدة القرن)! |
Aman Tanrım bir çam ağacının sevgilisi oldum. Yardım et tekboynuz, neredesin? | Open Subtitles | أوه، لا، أَنا مَحشور في شجرة (تنّوب) ، النجدة يا (وحيدة القرن)، أين أنتِ؟ |
Kızıl Boğa bir tekboynuz için geldi. Bu nedenle onun başka bir şekile dönüşmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | جاءَ الثورُ الأحمر من أجل (وحيدة القرن)ْ لذا كان لا بُدَّ أنْ تُصبحَ شيء آخر |
tekboynuz, deniz kızı, büyücü kadın, ne isim verirsen ver şaşırmam ve korkmam. | Open Subtitles | ْ(وحيدة القرن)، (حورية البحر)، (الساحرة)، لا يوجد ستَعطيها إياه سيُفاجئني أَو يُخيفُني |
Ben tekboynuz değilim, büyülü bir yaratık değilim! | Open Subtitles | لَستُ (وحيدة القرن) ، لست مخلوقَ سحريَ! ْ |
O, dünyadaki son tekboynuz. | Open Subtitles | هي (وحيدة القرن) الأخيرة في العالمِ |
Bu bir tekboynuz! | Open Subtitles | (هاجرد)! ْ ْ(وحيدة القرن)! |
Bir tekboynuzu bile kurtaramayacaksa sihirbazlığın ne işe yarayacak? | Open Subtitles | و ما فائدة إستعماله إذا لم يستطع إنقاذ (وحيدة القرن)؟ |