Tüfeğin icadından önce... muhtemelen kıtada yüz binlerce gergedan vardı. | Open Subtitles | قبل اختراع البندقية، كان هناك على الارجح مئات الآلاف من وحيد القرن في جميع أنحاء القارة. |
Kafeste bir gergedan. | Open Subtitles | انها وحيد القرن في قفص |
gergedan treni bekliyor. | Open Subtitles | وحيد القرن في انتظار القطار |
Ama gergedanların vehameti öyle önemli bir hikaye ki... olabildiğince yakınlaşmak istiyoruz. | Open Subtitles | ولكن محنة وحيد القرن في مثل هذه القصة المهمة اننا نريد ان ندنو منهم بقدر الأمكان. |
Safra keselerin 300glik değerinde gergedanların yanında Flushing'de bir depoda. | Open Subtitles | مرارة مثانتك تجلس مع 300 جرام من قرون وحيد القرن في وحدة تخزين في "فلوشينغ" |