Oğlu ve kız arkadaşı beraber yaşadıklarını benden gizleme gereği duyuyorlar. | Open Subtitles | ابني وخليلته يحتاجون للحفاظ على سر أنهما يعيشان معاً |
Evet, sonra ortalıkta gözü yaşlı dolanıp duracak ve kız arkadaşı da peşinde olduğumuzu anlayacak. | Open Subtitles | أجل ، ومن ثم سوف يظهر حُزنه على مظهره وخليلته هُنا ستعلم أننا نسعى خلفها |
Birkaç hafta önce hayranın Roy Harper ve kız arkadaşı yanıma gelip Max Stanton'un ölümünü araştırmamı istediler. | Open Subtitles | منذ بضعة أسابيع التقيت بمؤيّدَيك (روي هاربر) وخليلته. طلبا منّي التحقيق في موت (ماكس ستانتون). |
- Rick Loomis, 43 yaşında altı ay önce oğlu ve sevgilisiyle birlikte Hadley'e taşınmış. | Open Subtitles | -ريك لوميس)، في الـ 43 عاماً) إنتقل إلى "هادلي" منذ ستة أشهر مع ابنه وخليلته |
O ve sevgilisi Le Cirque'te sıkı bir kavga etmişler. | Open Subtitles | هو وخليلته حصلت بينهما مشادّة كبيرة في "لو سيرك" |
- Evet, Frankie Adkins ve kız arkadaşı Lola. | Open Subtitles | اجل فرانك اديكنس وخليلته لولا |
Mark ve kız arkadaşı Dominique bizimle. | Open Subtitles | لقد وجدنا (مارك) وخليلته (دومينيك) |
Kocamın erkek kardeşi ve sevgilisi Alex altı yaşındayken bir araba kazasında öldü. | Open Subtitles | أخو زوجي وخليلته توفيا في حادث سيارة عندما كان (ألِكس) في السادسة من عمره |
Dedektif Anderson ve sevgilisi. | Open Subtitles | -المحقّق (أندرسن) وخليلته -هي؟ |