Bazı insanlar bütün kağıdı parçalayıp, sınıftan çıkıp, kendi ücretlerinii içinde 100 dolardan fazla para olan kaseden ödediler. | TED | بعض الناس قام بتمزيق كل شئ، ذهب خارج الغرفة، ودفعوا لأنفسهم من وعاء المال الذي فيه أكثر من 100 دولار. |
Bakın ve hepsini altın para ile ödediler. | Open Subtitles | كما ترى, ودفعوا ثمنها ريالات ذهبية |
Başarısız oldular ve bunu kanlarıyla ödediler. | Open Subtitles | لقد فشلوا , ودفعوا الثمن بحياتهم |
Otel müdürü anne ve babalarının yemek ve oda paralarını ve Stiletto'nun üç bölümünü izleme parasını ödemiş. | Open Subtitles | يقول مدير الفندق أن أمه وأبيه طلبوا أغذية وغرفة "ودفعوا لثلاث حلقات من "ستيلينو |
Otel müdürü anne ve babalarının yemek ve oda paralarını ve Stiletto'nun üç bölümünü izleme parasını ödemiş. | Open Subtitles | يقول مدير الفندق أن أمه وأبيه طلبوا أغذية وغرفة "ودفعوا لثلاث حلقات من "ستيلينو |
Sonra borçlarını ödediler ve daha fazla nazik olamazlardı. | Open Subtitles | ودفعوا الحساب ولم يكونوا أكثر تهذيباً |
Hapise girmeleri gerekti, Topluma olan borçlarını ödediler. | Open Subtitles | وصلوا إلى السجن ودفعوا دينهم للمجتمع |
Onlara yalvardım, boyun eğmemeleri için dil döktüm ama beni dinlemediler ve bedelini de ödediler. | Open Subtitles | -رجوتهم توسلت إليهم ألا يفسحوا المجال لكنهم لم يستمعوا لي ودفعوا الثمن |
İşimi yaptım, paramı ödediler. | Open Subtitles | قمت بالعمل ودفعوا لي |
Ama Brighton'a söz verdik. Paramızı da ödediler. | Open Subtitles | ولكننا تعهدنا بكلمتنا إلى (برايتون) ودفعوا لنا المال بالفعل |