Daima taze, eski yara burada göz yaşı ve kan sinmiş o satırlarda sararmış bir mektubun altındadır o yara. | Open Subtitles | لا يزال الجرح القديم غائرا هنا ورقة رسالته الأخيرة اصفرّت لكنها لا زالت تحمل دماءه ودموعه |
Bu konuyu anlatırken vicdan azabından göz yaşları döktü. | Open Subtitles | كان يتحدث عن ذلك وهو يبكي ودموعه تنهمر |
Alistair'in görüşmek için son getirdiği adam ben soyununca göz yaşları içinde kaçtı. | Open Subtitles | (أليستر)، بإحضار رجل لرؤيتي ودموعه تملئ عينيه |
- göz yaşları bir su kaynağına dönüşüyor. | Open Subtitles | - ودموعه عملت بئرَ. |