Birlikte gıda bankalarına gittik, ses ve fotoğraf kayıtları almaya başladık. | TED | وذهبنا معًا إلى بنوك الطعام وبدأنا بأخذ تسجيلات صوتية وإلتقاط الصور. |
En son ne zaman bir tanka atlayıp, Hansen's Point'e gittik? | Open Subtitles | متى كانت آخر مرة أخذنا فيها الدبابة وذهبنا إلى موقع هانسون؟ |
Bu yüzden, siz partiye gittikten sonra bisikletimize binip, onun restoranına gittik. | Open Subtitles | , لذا، عندما ذهبتِ إلى تلك الحفلة ركبنا دراجاتنا وذهبنا إلى مطعمه |
Orada bi yerde olduğunu düşündük, gittik ve onu bulduk. | TED | كنا نظن أنه قد يكون هناك، وذهبنا ووجدناه. |
Ross Buzulu'ndan kopmuştu, oraya buz kenarı ekolojisini keşfetmek ve buzun altındaki yaşam formlarını aramak için gittik. | TED | انفصل قبالة الجرف الجليدي روس، وذهبنا الى هناك لاستكشاف بيئة حافة الجليد والبحث عن أشكال الحياة تحت الجليد. |
Beni ziyarete California, Los Angeles'a geldi. Birlikte Malibu'ya gittik. Malibu'yu görünce hayal kırıklığına uğradı. | TED | أتت والدتي لزيارتي في كاليفورنيا، في لوس أنجلس، وذهبنا إلى ماليبو، والتي خيّبت آمال أمي. |
Onlara mektup yazdık, kutulara koyduk ve hediyeleri elimizle teslim etmek ve samimi aktivizm gerçekleştirerek onlarla tartışabilmek için yıllık genel kurula gittik. | TED | وكتبنا إليهم الخطابات ووضعناها في الصناديق، وذهبنا إلى الجمعية العمومية السنوية لتسليم الهدايا وتحقيق هذا النوع من النشاطات العاطفية حيث أجرينا مناقشات معهم. |
Yaptığımız da bu. Haiti'ye gittik, Rwanda ve Afganistan'a gittik, Etiyopya'ya ve Moğolistan'a gittik. | TED | وذلك ما فعلناه. ذهبنا الى هاييتي، وذهبنا الى رواندا، أفغانستان، اثيوبيا، منغوليا. |
ve oraya gittik. Herkes arkadaşçaydı, özellikle birçok arkadaş sahibi olmuştum. | TED | وذهبنا وكان الجميع بغاية اللطف وبالأخص فقد تعرفت على الكثير من الأصدقاء |
Sonra Joplin'e gittik ve aniden... aniden hepsi birden ateş etmeye başladı. | Open Subtitles | وذهبنا إلى جوبلن ، وفجأة وفجأة بدأوا فى إطلاق النار |
Elbette gittik. Ama Amiral gelmedi. | Open Subtitles | ـ وذهبنا بالطبع، ولكن الادميرال نفسه لم يظهر أبداً |
Pazartesi sabahı dükkanı kapattık ve oraya gittik. | Open Subtitles | ولذا فى صبيحة الأثنين أغلقنا المحل وذهبنا معا |
İki kere alışveriş merkezine gittik ve bir kere de futbol maçına gittik ve ondan sonra da başka bir alışveriş merkezine gittik. | Open Subtitles | وذهبنا ذات مره إلى مبارات كرة قدم وبعد ذلك ذهبنا إلى متجر تجاري مختلف |
Bankaya gittik, paramızı çektik... ve sinemaya gittik, salon serin ve çok güzeldi. | Open Subtitles | ذهبنا إلى المصرف أخذ مالنا وذهبنا إلى السينما حيث كانت الروعة والبرودة |
ve Natasha, Tim, Gene ve ben akşam yemeğine çıktık. | TED | وذهبنا نتاشا و تيم و جين و أنا إلى العشاء. |
Onun kuzeninin almaya gitmiştik. | Open Subtitles | يعيش في نيويورك ايضاً ، وذهبنا لإحضار ابنة عمة |
Yanıma iki biyokimyacı arkadaşımı da alıp çılgın kuramımız hakkında konuşmaya gittim. | TED | ثم أحضرت صديقين لي في الكيمياء الحيوية وذهبنا للتحدث معه حول نظريتنا المجنونة |
Eğer tapınaktan ayrılıp Grafton'a yaşamaya gidersek, o zaman çocuklarım bana geri verilecek. | Open Subtitles | يقول أننا إذا غادرنا الملجأ وذهبنا للعيش في جرافتون فأن أولادي سيرجعان لي |
Büyüyüp okula gittiğimizde bazı hocalar vardı her fırsatta çocukları üzen. | Open Subtitles | عندما كبرنا وذهبنا الي المدرسة كان هناك بالضرورة هؤلاء المدرسين الذين كانوا يؤذون الاطفال بكل ما يستطيعون |
Düğünü ekip de baş başa sessiz sakin bir yere gitsek hayal kırıklığına uğrar mıydın? | Open Subtitles | هل ستكونى منزعجه لو تركنا الحفل وذهبنا الى مكان هادئ نحن الاثنان فقط ؟ |
Y aş eleştirilerinizden dolayı önemsenmediğimizi sanıp yola koyulduk. | Open Subtitles | شعرنا بالإهانة من قولك أننا كبار سن وذهبنا للمنزل |