Ölümünden iki yıl önce, bir not defterinde bir sayfaya kendini kestiğini yazmıştı. | TED | قبل عامين من وفاته، كان قد كتب على ورقة في المفكرة أنه كان يقطع نفسه. |
Tramvaydaydık, kalabalıktı ve çantama bir not yerleştirmiş. | Open Subtitles | كنا في باص مزدحم، و قام بوضع ورقة في حقيبة يدي |
Gittiğinde cebinde bir not bulduk. | Open Subtitles | بينما هو في طريقه, وجدنا ورقة في جيبه |
Rüzgarda savrulan bir yaprak gibiyiz. | Open Subtitles | لقد تم سفرنا مثل ورقة في مهب الريح. |
Vay be, parkta bir yaprak. | Open Subtitles | وااو، ورقة في حديقة. |
Ağzında bir yaprakla arkasını dönüp "Benim adım Jake değil." demiş. | Open Subtitles | لذلك، وقال انه يتحول حولها مع ورقة في فمه ويقول: "اسمي ليس جيك!" |
Kyle'ın ceketinde bir not buldum. | Open Subtitles | انا وجدت ورقة في معطف (كايل) |
Kyle'in ceketinde bir not buldum. | Open Subtitles | (وجدت ورقة في معطف (كايل |
Evrenin akıntısında bir yaprak gibiyim. | Open Subtitles | قل إنّني ورقة في تيّار الخلق. |
Evrenin akıntısında bir yaprak gibiyim, ta ki Patrick Spring'i öldüren kişiyi veya şeyi bulana kadar. | Open Subtitles | أنا... ورقة في تيّار الخلق، إلى أن أعثر على قاتل "باتريك سبرينغ" أياً كان أو مهما كان. |
Ağzında bir yaprakla arkasını dönüp "Benim adım Jake değil." demiş. | Open Subtitles | )" لذا، أستدر وهو يمضغ ورقة في فمه وقال" اسمي ليس (جيك)!" |