Bu yüzden özür dilemekten de bıktım artık. | Open Subtitles | وسئمت من الإعتذار عن الأمر. |
Ayrıca benden sürekli Russell Crowe'u tanıştırmamı istemesinden de bıktım. | Open Subtitles | وسئمت من طلبه لي.. |
Burası küçücük! Ayrıca, donlarını banyonun orasında burasında görmekten sıkıldım. | Open Subtitles | وسئمت من مشاهدة المهرج مقلد الأصوات يقلد في الحمام مراراً وتكراراً |
Okuldan, televizyondan senin o zengin arkadaşlarından sıkıldım ve bu saçma sapan şaşaadan sıkıldım. | Open Subtitles | سئمت من الجامعة والتلفاز وأصدقائكِ الأغنياء وسئمت من التفاخر بلا معنى |
Buradan da bıktım, usandım. Hasta olmaktan da bıtkım, usandım. | Open Subtitles | وسئمت من هذا المكان وسئمت من كوني مريض |
Oğluma manevi değerlerinizi öğretmenizden bıktım usandım. | Open Subtitles | أنا والد (بارت سمبسون) وسئمت من تعليمكم قيمكم الأبدية لابني |
...ve sen ve senin şovun için bir şeyler yapmaktan bıktım. | Open Subtitles | وسئمت من المراهنة, عليك أنت والبرنامج. |
Ve toplumun bana dayattığı şeyleri yapmaktan bıktım artık. | Open Subtitles | وسئمت من تقبّل تعريف المجتمع لي. |
Televizyonun harika olduğu yıllardaki günlerimle ilgili bu aptal kitabı yazmaktan da sıkıldım! | Open Subtitles | وسئمت من التظاهر بتأليف الكتاب الأحمق... عن أيامي بالأعوام الأولى العظيمة للتلفزيون |
İğrenç bahşişlerden sıkıldım. "Afedersiniz" diye çağırılmaktan bıktım. | Open Subtitles | "سئمت من البقشيش الردئ وسئمت من أن أنادى "لو سمحت |
"Savaştan bıktım usandım." | Open Subtitles | "تعبت وسئمت من الحرب" |
"Savaştan bıktım usandım." | Open Subtitles | "تعبت وسئمت من الحرب" |
Taktiğe uy. Taktiğe uymaktan bıktım, tamam mı? Defans yapmaktan bıktım artık. | Open Subtitles | -سئمت من خطة اللعب وسئمت من الدفاع |