Bu kadın yalancı ve cadı. | Open Subtitles | هذه المرأة كذابة وساحرة |
Efendim bu kadın yalancının teki ve cadı! | Open Subtitles | مولاي، هذه المرأة كاذبة وساحرة! |
Şey, Bayan Caldwell 36 yaşındaki bir kadın için güzel ve çekici idi. | Open Subtitles | حسناً السيدة كانت جميلة وساحرة على امرأة بعمر 36 |
O çok güzel ve çekici bir kız ve onu tüm kalbimle seviyorum. | Open Subtitles | إنها فتاة جميلة وساحرة وأنا أحبها من كل قلبي. |
Bu objeleri hem yararlı, hem de büyüleyici bulurdum. | TED | أجد هذه الأشياء مفيدة وساحرة بنفس الوقت. |
Ne kadar yakışıklı ve büyüleyici olsa da yüzlerce farklı yoldan benim için doğru biri olsa bile filmdeki çalışma arkadaşıma aşık olacak kadar çaylakça bir hata yapmam. | Open Subtitles | أود أن لا نقع في خطأ الصاعد السقوط لبلدي شارك نجم، مهما كان وسيم وساحرة والحق أنه بالنسبة لي |
Çaylak bir avcı ve yetişkin gözetimine ihtiyaç uyan bir cadı. | Open Subtitles | مصّاصة دماء حديثة التحوُّل وساحرة واللتان تحتاجان لإشراف من بالغين |
Akşam yemeğine onu çağıracağım.Böylece onun ne kadar zeki,eğlenceli ve çekici olduğunu göreceksin. | Open Subtitles | وسوف ترين بنفسك انها امراة مرحة وساحرة وجذابة |
O güzel ve çekici bir kadın ve onu seviyorum. | Open Subtitles | انها جميلة وساحرة وانا أحبها |
Oubyamywe Yarımadası. Sıradışı deniz hayatıyla verimli, uzak ve büyüleyici bir bölge. | Open Subtitles | شبه جزيرة أوبيمايوي منطقة بعيدة وساحرة |
Dr. Joseph Bell hakkında çok satanlar listesine giren büyüleyici bir biyografi yazmıştır. | Open Subtitles | كتبت سيرة الطبيب (جوزف بيل) الذاتية التي تعد أخاذة وساحرة للألباب |
O bir canavar, bir cadı! Ne yapacağız? | Open Subtitles | أنه شريرة وساحرة ماذا سوف نفعل؟ |
Buraya geldiğinden beri, bu konak dış mihraklar tarafından saldırıya uğruyor. Genç bir cadı halen kayıp. | Open Subtitles | ومخالفات وتجاهل متعمد لسلامة هذه الطائفة منذ وصولك الى هنا، هذا المنزل تعرض للاعتداء من قوى خارجية وساحرة شابة ما زلت مفقودة |