Dostuma ihanet edip Bağdat'ın sizin ellerinize geçmesine yardım ettim. | Open Subtitles | لقد ضحيت بشرفي و خنت صديقي وساعدت في جعل بغداد تصبح تحت يديك |
Herifin teki geldi. Ondan kurtulmasına yardım ettim. Gidiyorum. | Open Subtitles | أحمقاً ظهر فجأه وساعدت أمك للتخلص منه لا تقلق سوف أغادر |
Malzemeyi seçtim ve eğimleri hesaplamalarına yardım ettim. | Open Subtitles | إخترت المواد اللازمة وساعدت على حساب المسارات. |
Yani, borçlarımı ödedim, anneme yardım ettim ve gerçi hâlâ şu vergi problemlerim olsa da... | Open Subtitles | سددت ديوني وساعدت أمي وتبين أني لا أزال أعاني من مشكلة بالضرائب. |
Lily bu anlaşmada üzerine düşeni yaptı: Üç çocuğun yetiştirilmesine yardım etti. | TED | التزمت لي لي من جانبها بالصفقة وساعدت في تربية ثلاثة أطفال. |
Bir kıza yardım ettim Jack'ın babasının özel jetiyle bir partiye gittiğini bilmiyordum sarhoş oldum. | Open Subtitles | وساعدت فتاة بالكاد أعرفها لتسرق طائرة ابيها الخاصة لنذهب للحفلة. سكرت |
Ve yaptım. Bazılarına gerçekten yardım ettim. | Open Subtitles | ولقد فعلت هذا وساعدت البعض منهم |
Ahırlara ve mutfağa yardım ettim. | Open Subtitles | لقد عملت في الاسطبلات وساعدت في المطابخ |
Biberleri ben yaptım, kuskusa da yardım ettim. | Open Subtitles | لقد أعددت الفلفل وساعدت أمي في الكسكس |
Panellerdeydim, Jack. Bu şeylerin kurulmasına yardım ettim. | Open Subtitles | لقد كنت في الطاقم الطبي " جاك " وساعدت في ترتيب الأمر |
Cesedi taşımaya yardım ettim ve yapanı gizledim. | Open Subtitles | بسلاح قاذف وساعدت على حمل الجثة |
Hakaret yağmuru başladığında elini omzuma koyup kiliseden çıkmasına yardım ettim. | Open Subtitles | ولقد وضعت يداي على كتفيه حينما بدأت الشتائم وساعدت بإخراجه من الكنيسة ربّاه، الإهانات! |
Michael'a verdiğim sözü yerine getirerek sorunu bulmasına yardım ettim ve sonunda sorunu buldu. | Open Subtitles | لقد احترمت اتفاقنا "وساعدت "مايكل لكي يعثر على المشكله ووجد المشكلة. |
Ayrıca Ryder'a Amerikan tarihi projesinde yardım ettim, Lennox'a da fen projesinde. | Open Subtitles | وساعدت (رايدر) فى واجب التاريخ وساعدت (لينيكس) فى نموذج العلوم |
Betonu dökmeye yardım ettim. Bunu buraya koyduğumda hâlâ ıslaktı. | Open Subtitles | وساعدت بصب الخرسانة. |
Ve beş balıkçıya beraber çalışmaları üzerine yardım ettim ve yakaladıkları güzelim ton balığını Albany'deki konserve fabrikasına kilosu 60 cent'e satmak yerine; alıp bunları; sushi için Japonya'ya kilosu 15 dolardan vermenin yolunu bulduk. Çiftçiler benimle konuşup dediler ki: "Hey, sen onlara yardım ettin. Bize de yardımcı olur musun?" | TED | وساعدت أولئك الصيادين الخمسة ليعملوا معاً وينقلوا سمك التونا الجميل هذا ليس فقط إلى مصنع التعليب في ألباني مقابل ستين سنتاً للكيلو، بل وجدنا طريقة لتصدير سمك السوشي لليابان مقابل 15 دولار للكيلو. ثم جاء الفلاحين ليتحدثوا معي قائلين: "لقد قمت بمساعدتهم، هل يمكنك مساعدتنا؟" |
Onlara yem verip Mingo onları tedavi ederken yardım ettim. | Open Subtitles | وأطعمتهم وساعدت (مينغو) بأعمالهم |
- Bordroya da yardım ettim. | Open Subtitles | - وساعدت مع تسليم الرواتب |
Geldim, yardım ettim. | Open Subtitles | أتيت وساعدت |
Zeminde NCAA unvanını kazanmak için gitti ve 2018'de takımımızın yedinci NCAA şampiyonasını kazanmasına yardım etti. | TED | وتابعت حتى فازت بلقب الرابطة الوطنية لرياضة الجامعات، وساعدت فريقنا للفوز بالبطولة السابعة عام 2018. |
Burada geçirdiği bir haftada, bir görevliyi bıçakladı, yangın başlattı ve başka bir hastanın kaçışına yardım etti. | Open Subtitles | خلالأسبوعواحدفقط هنا .. طعنتشخصاً،وأشعلتحريقاً.. وساعدت مريضة على الهرب |