Tarama alanını, önceden atladığımız bir yeri ekleyerek genişlettim. | Open Subtitles | لقد وسعت نطاق معامل الفحص ليتضمن منطقة ًأغفلناها من قبل |
Aramamı genişlettim, uydu desteğiyle çalışıyorum. | Open Subtitles | حسناً، لقد وسعت من مجال بحثي وقمت بالإستعانة بالأقمار الصناعية |
- Ne soluyoruz peki? - Hava kalkanını genişlettim, bir şey olmaz. | Open Subtitles | مالذي نتنفسه - أنا وسعت نطاق التنفس.لاتقلقي - |
Anna çalışmalarını klasik edebiyat, sözbilim, tarih, felsefe, matematik, astronomi ve tıbba genişletti. | TED | وسعت آنا دراساتها إلى الأدب الكلاسيكي، البلاغة، التاريخ، الفلسفة، الرياضيات، علم الفلك، الطب. |
Ipsos MORI son yıllarda bu anketlerini dünya çapında genişletti. | TED | وسعت إيبسوس موري المسح في السنوات الأخيرة ليكون حول العالم. |
Portre konusunda uzmanlaşmış ama görünen o ki Floransa gezisi hedeflerini genişletmiş ve belki de ev hasreti çekmesine neden olmuş. | Open Subtitles | متخصص في الصور لكن رحلة إلى (فلورنسا) وسعت نواياه على ما يبدو و ربما جعلته بعيدًا جدًا عن المنزل |
Evet, istediğin gibi aramayı genişlettim. | Open Subtitles | نعم لقد وسعت مساحة مسرح الجريمة |
Aktarımı genişlettim, ses dalgalarını da sıfırlıyor. | Open Subtitles | لقد وسعت المجال ليبطل الموجات الصوتية |
Aramamı genişlettim. Ve bir şey keşfettim | Open Subtitles | لقد وسعت بحثي و حصلت على نتيجة |
Araştırma parametrelerini genişlettim. | Open Subtitles | وسعت دائرة البحث .. |
Nasıl da genişlettim ufaklarını be? | Open Subtitles | لقد وسعت آفاقكم, أليس كذلك؟ |
Gerçi Seattle'de bulamadım ama aramayı genişlettim ve Tacoma'daki bir eczanede buldum. | Open Subtitles | ،)لم أجد شيئاً في (سياتل لكنني وسعت بحثي وحصلت على تطابق (لصيدلية مدمجة في (تاكوما |
Polisler, çalışmalarını Mutton'a, Durham'a... ve çevre bölgelere kadar genişletti. | Open Subtitles | وسعت الشرطة بحثها حتى موتن دورهام والمناطق خارج حدودها |
Senin duvarını ilerletip banyosunu genişletti. | Open Subtitles | عندما وسعت حمامها و حركت حائطك |
Hükümet yıkıcı araçlarını nasıl genişletti?" | Open Subtitles | .."كيف وسعت الحكومة أداة التخريب الخاصة بهم |
Polis, Rosewood'lu dört gencin arama çalışmalarını genişletti. | Open Subtitles | لقد وسعت الشرطة بحثها عن مراهقات (روزودد) المفقودات |
Joe Carroll'un yeri ile ilgili, ülke çapından ipuçları gelirken FBI, aramayı Batı yakasına kadar genişletti. | Open Subtitles | المباحث الفدرالية وسعت بحثها إلى الساحل الغربي كخطوة لتحديد مكان (جو كارول). |
Ariana Rodriguez eğlenceye bir kaç ay önce katılmış ve gecikmeden antidepresan ilaçlarını da dahil etmek için sigorta yolsuzluğunu genişletmiş. | Open Subtitles | أريانا رودرجيز) إنضمت إلى المرح) بعد شهرين و على الفور وسعت الإحتيال على التأمين |