Konsantre oluyorsun. Hislerinin gücünü uyandırmasına izin veriyorsun. | Open Subtitles | لقد ركّزتِ وسمحتِ لمشاعرك أنْ توقظ قوّتك |
Toplantıya gelmedin, bir de bunu kullanmasına izin mi verdin? | Open Subtitles | أنتِ لم تأتي أصلاً للأجتماع, وسمحتِ له بأستخدامه؟ |
Ve çocukların bu hafta sonu bana gelmesine izin verdiğin için de. | Open Subtitles | وسمحتِ للأطفال بالمجيء عطلة الأسبوع تلك |
Sen de ne olduğunu bile bile gitmesine izin verdin? | Open Subtitles | وسمحتِ لها بذلك بعدما عرفت ما حدث؟ |
Ona izin veriyorsun ama. Babama da öyle. | Open Subtitles | أنتي سمحتِ له بذلك .وسمحتِ لأبي كذلك |
Günde 17 saatini o dershanede geçiriyorsun, sana nootrop ilaçlar, bilişsel zihin açıcılar vermelerine izin veriyorsun. | Open Subtitles | لقد قضيتِ 17 ساعة يوميًا في الـ " جوكو " ذاك وسمحتِ لهم بضخ تلك الأدوية المُحسنة |
Kalbini aşka açtın ve seni değiştirmesine izin verdin. | Open Subtitles | "فتحتِ قلبكِ للحبّ وسمحتِ له بتغييرك" |
Ve sen onu bir şaklabana çevirmelerine izin verdin. | Open Subtitles | وسمحتِ بتحويله إلى أحمق |