Eğer o otobüsü istiyorsan, kirasını ödemenin bir yolunu bulacaksın. | Open Subtitles | اذا كنت تريد حافله , يجب ان تجد وسيله لتدفع بها بنفسك |
Belki bir gün, hayatımı mahvetmeden öğretmenlik yapmanın yolunu bulursunuz. | Open Subtitles | ربما بيوم من الايام ستجد وسيله لخلق لحظات التدريس بدون تدمير حياتي |
Senin şu dövüş dehanın bizi bir sonraki görüşmemizde eğlendirmesinin bir yolunu bulmak lazım. | Open Subtitles | حسنا , لابد أن نجد وسيله ليقوم بطلك بتسليتي في تجمعنا القادم |
"Yoldan çıkarıldığınızda dayanabilmeniz için denemeyle birlikte çıkış yolunu da sağlayacaktır." diyor. | Open Subtitles | يقول : عندما تغوى, سيجد لك وسيله للخروج لذا يمكنك التحمل |
Yardım etmeye çalıştığını biliyorum ama Dana'nın yanında daha sakin olmanın bir yolunu bulman gerek. | Open Subtitles | اعلم انكِ تحاولي المساعده لكني اشعر انه يجب عليك ان تجدي وسيله لتكوني اكثر استرخاء حولها |
New York'ta iseniz, Amar'e Stoudemire'nin penisini görmenin bir yolunu bulun. | Open Subtitles | لبضعة ايام ، ابحثو عن وسيله لرؤيه قضيب ستوماديل امايرس |
Ama baştaki adam tüm bunlardan kurtulmanın bir yolunu buluyor. | Open Subtitles | لكن الرئيس إكتشف وسيله لجعل كل هذا يختفي |
- Kapıdan uzaklaş! - Bir yolunu bulmaya çalışıyorum... | Open Subtitles | ابتعد عن الباب انا أحاول العثور علي وسيله |
Ted'i dövüş kulübünden atmanın bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | علينا أيجاد وسيله لجعله يترك النادي |
Bunun bir yolunu bulacaktır. | Open Subtitles | على الأرجح سيعثر على وسيله ليقوم بذلك |
ve bundan kurtulmanın bir yolunu bulmalısın. | Open Subtitles | ويجب ان تجد وسيله |
Bir yolunu bulması gerek, biliyorsun. | Open Subtitles | أنها تحتاج لإيجاد وسيله .. |