Harvard'ın zaman paylaşımlı sistemine bağlı bir görümlük uçbirime girdim ve çalışmaya başladım. | TED | ذهبت إلى محطة فيديو متصلة بنظام هارفادر لاقتسام الوقت وشرعت في العمل. |
Arabama bindirdim, sürmeye başladım. | Open Subtitles | وضعته في السيارة وشرعت في القيادة |
( Gülüşme ) Ve incelemeye başladım -- kendime süreli bir hedef koymak için bir yarışmaya katılmak istiyordum -- Parkinson'un kuralı, bir işin algılanan güçlük derecesi ona ayırdığın vakiti dolduracak şekilde artacaktır. | TED | (ضحك) وشرعت في النظر في -- أردت أن أصنع نوعا من التحدي فكان يجب أن أضع مهلة محددة -- قانون باركنسون ، درجة التعقيد في المهمة المستلمة سوف تملأ بشكل تلقائي الوقت المتاح لها. |
Adrián'ın bana verdiği çizmeleri giydim ve dans etmeye başladım. | Open Subtitles | ارتديت الحذاء الذي أعطاني (آدريان) إياه وشرعت في الرقص. |
Ağlamaya başladım. | Open Subtitles | وشرعت في النحيب |
Sonra ağlamaya başladım. | Open Subtitles | وشرعت في البكاء |