Ama asiler şehirlere girdiler ve Rus sivilleri öldürmeye başladılar. | Open Subtitles | المتمردون نقلوا معاركهم إلى المدن وشرعوا في قتل المدنيين الروس |
Öğrenciler ve akademisyenler kolları sıvadı, ellerini toprağa buladı ve ön alanı insanları buluşturacak samimi bir yere çevirdiler. | TED | استعد الطلاب ومن في الكلية للعمل. وشرعوا في العمل وحولوا الواجهة إلى مكان دافئ يجتمع فيه الناس. |
Rasputin buna sarıIdı ve günah işlemeye girişti, durmaksızın. | Open Subtitles | الراسبوتين اعتنقوا ذلك، وشرعوا إلى الخطيئة بشكل لافت ومتكرر |
Onlara "Diğerleri" diyorduk ve sonra bize saldırmaya başladılar. | Open Subtitles | دعوناهم بـ"الآخرين"، وشرعوا في مهاجمتنا |
Bakın, bu kişiler orduya ait EMP füzelerini ve fırlatma kodlarını çaldılar. | Open Subtitles | لقد سرقوا البطاريات الكهرومغناطيسيّة وشرعوا في عمل الأكواد |
Böylelikle Victorianlar da yaşamak için çabalarken ve bir yandan da yeni bir yaşam şekli icat ettiler: bu yaşam şekli, hepimizin bildiğiniz gibi, bugünkü adıyla metropol hayatıdır. | TED | وعليه فقد كان الفيكتوريين يحاولون التعايش مع هذا النمط الحياتي وشرعوا أنياً في إختراع تدرج سكني حديث ومتكامل: ذلك النمط الذي نطلق عليه في عالم اليوم حياة الحاضرة. |
Fırsatı görerek, şimdi Pakistan'a yerleşmiş olan, gerçek ideolojik Taliban geri döndü ve onlar da İngilizler'e saldırmaya başladı. | Open Subtitles | انتهازاً للفرصة عاد أعضاء طالبان الأيديولوجيين الحقيقيين المتواجدين الآن في باكستان إلى أفغانستان، وشرعوا في مهاجمة البريطانيين أيضاً |
Atlarına binip gittiler ve | Open Subtitles | وشرعوا بالمغادرة |
Decima kimliğimi ortaya çıkardı ve beni vurmaya başladı. | Open Subtitles | حسنٌ، لقد كشف رجال (ديسما) غطائي وشرعوا بإطلاق النار |
Kendilerini ölümcül güç olarak kanıtlamışlardı. Shao Kahn'ın hükümranlığını tehdit eden herkesi ortadan kaldırmaya başladılar. | Open Subtitles | أثبتت الفتاتين أنّهما قوّة مُميتة وشرعوا بالقضاء على كل مصدر تهديد لـ(شاوكان). |