Dolayısıyla, Ross ve ben standart doğum kusurlarını araştırdık ve kendimizi bu duruma karşı oldukça hazırlıklı hissettik. | TED | لذلك، بحثت أنا وروس عن العيوب الخلقية وشعرنا باستعداد معقول |
Peki sürekli bir risk altındaysak ve henüz bu konuşmaları yapamayacağımızı düşünüyorsak? | TED | لكن ماذا لو وجدنا انفسنا تحت ظروف عالية المخاطرة وشعرنا بأنه لا يمكننا البدء بهذه المحادثات بعد؟ |
Bizden öncekilerin zahmetle ve fedakarlıklarıyla oluşturdukları sistemlere bel bağlıyoruz ve devletlerimizin bizim ihyamız için çalıştığını düşünüyorduk. | TED | لقد اعتمدنا على الأنظمة التي خلقت من خلال تعب وتضحيات الأجيال السابقة لحمياتنا، وشعرنا أن الحكومات عملت فعلاً لخدمتنا. |
Tatilleri evimizde geçireceğimizi ve... torunlarımızın bizi ziyarete geleceğini. | Open Subtitles | ونقضي العطلات هنا ويأتي أبناؤنا ويزورونا هنا وتخيلت شكلنا وشعرنا رمادي ووجهنا به تجاعيد |
Hepimizin duyduğu ve hissettiği bu büyük patlamadan hemen önce. | Open Subtitles | قبيل ذلك الإنفجارِ الضخمِ الذى سمعناه وشعرنا به كلنا |
Bende evcil hayvan dükkanına gittim, bu akvaryumu aldım, sonra ona baktım ve içerde ne kadar yalnız olduğuğu fark ettim, | Open Subtitles | لذا ذهبت إلى متجر الحيوانات الاليفة إشتريت هذا الحوض ، ولكن بعدها بدأنا بالنظر إليها وشعرنا كم هي وحيدة |
Sonra 10 milyon teklif etti ve biz de makul bir miktar olarak gördük. | Open Subtitles | لذلك عرض علينا 10 ملايين وشعرنا أنها كانت صفقة عادلة |
Önce şarabı gezdirdik, sonra kadınları ve kısa süre içinde sarhoş olduk. | Open Subtitles | مررنا بالخمر ومررنا بالنساء وشعرنا بالذهول |
Parka giderdik, çeşmede kıyafetlerimizi ve saçımızı falan ıslatırdık işte. | Open Subtitles | كنا نتغيب عنه ونذهب إلى المنتزه ونبلل ملابسنا وشعرنا بصنبور الشرب |
Okul ortamının iyileşmeye devam ettiğini ve sadece çocuklar için değil, aynı zamanda yetişkinler için de mutlu ve güvenli bir ortam haline geldiğini hem gördük ve hem hissettik, | TED | لقد شاهدنا وشعرنا أن مناخنا المدرسي يستمر في التحسن بجعله مكانا سعيدا وآمنا ليس فقط للأطفال بل أيضا للبالغين على الرغم من أي تأثير خارجي. |
Dört yıl önce, dava sona erdiğinde takımımız oturdu ve biz sadece... | TED | من أربع سنوات مضت، عنما انتهت تلك القضية، مكث فريقنا هناك، وشعرنا فقط بـ... |
Hiçbirşey yapmıyordu, fakirdiler ve çok az ücret alıyorlardı. | Open Subtitles | وشعرنا أن الحكومة لن تفعل أي شيء لهم |
Plaja gidiyor ve memlekette kalanlara acıyorduk. | Open Subtitles | وشعرنا بالأسف تجاة كل من في منزلنا |
Gidecek yerimiz olmadan etrafta dolaşır müziği patlatır ve dünyanın tepesindeymiş gibi hissedersek o zaman elimizde ne olduğunu biliriz. | Open Subtitles | اذا امكننا القيادة بلا مكان نذهب إليه... ورفعنا صوت الموسيقى وشعرنا أننا بقمة العالم... اذاً سنعلم أننا سنحقق شيئاً |
ve sana söylemek istediğimiz bir şey var gibi hissettik. | Open Subtitles | وشعرنا أن هناك أمر نريد أن نقوله لكِ |
Kendimizi tamamen güvende ve koruma altında hissediyorduk. | Open Subtitles | وشعرنا بالأمان التام والحماية |
Konuşuyorduk ve düşündük ki... | Open Subtitles | نتحدث, وشعرنا ربما حان الوقت... |
Birbirimize güven duyduk ve utandığımız halde zevk aldığımız... | Open Subtitles | وشعرنا بالأمان مع بعض. |
Eğer biri 88 numaralı kutu getirir ama biz onun Kok'a yakışmadığını düşünürsek ya da ekibimizden biri 88 numaralı birini görür ve o kişinin Kok'a yakışmadığını düşünürse 88lerin tamamına son veririz. | Open Subtitles | إذا قام شخص بإحضار ال (88) وشعرنا انها ليست بمادة (الكوك) أو إذا رأي أي من رجالنا شخص ما |
ve yalnız hissediyoruz. | Open Subtitles | وشعرنا بأننا وحيدين |