Tek bildiğimiz, beyaz, 1,75 boylarında, siyah saçlı, yaklaşık 85 kilo civarında olduğu. | Open Subtitles | أفضل ما توصلنا إليه رجل أبيض , وشعره داكن يزن حوالي 170 باوند |
Çok şişman, kısa saçlı biriydi... bana garip bir kitaptan resimler göstermişti. | Open Subtitles | كان سميناً جداً وشعره قصيراً... وعرض لي صوراً من كتاب صغير وغريب |
Yanında bir adam ona eşlik ediyor... Uzun boylu, siyah saçlı. Onlar bu trendeler. | Open Subtitles | هي مع رجل طويل وشعره غامق , هم على هذا القطار |
Sakalı, dağınık saçları ve tüm her şeyiyle tamamen onun yüzü. | Open Subtitles | إنها مرسومة على شكل وجهه وجهه بلحيته وشعره المنكوش وباقي التفاصيل |
Tony gibi bir herif istedi, havalı saçları, dar kotlarıyla falan. | Open Subtitles | هي كانت تريد رجل مثل توني هو وشعره المائل وبنطاله الضيق. |
Şimdi şu anda hayal etmeniz gerekiyor- bu fotoğrafı unutun, bu adamı uzun kızıl sakalı ve çarpılmış kızıl saçları hayal edin. | TED | الآن تصوروا الفكرة للحظة تناسوا هذه الصورة .. تخيلوا الشخص بلحيته الطويلة وشعره الأشعث |
Harry Styles, sevimli tavırları ve kusursuz saçıyla ünlüydü. | TED | هاري ستايلز الذي اشتهر بعطفه وشعره المثالي. |
Tekrar ediyorum, Max 40 yaşlarında, yaklaşık 1.95 boyunda, yapılı, koyu renk kısa saçlı, sol kolunda dövme var. | Open Subtitles | أكرر مواصفات ماكس ، في الأربعينات .. طوله 63 او 64 سمين وشعره أسود قصير |
Açık kahverengi saçlı, yeşil bir ceketi ve elinde siyah büyük bir çanta taşımakta. | Open Subtitles | قصير وشعره بنى يرتدى سترة خضراء وبنطال اسود |
Birinci sınıfta oturuyor. Kıvırcık saçlı, gitar kabı taşıyor. Ne olmuş ona? | Open Subtitles | يجلس في الدرجة الأولى وشعره أجعد ويحمل حقيبة غيتار؟ |
- Yani şimdi-- - Uzun boylu, kahverengi saçlı! Uzun, mavi! | Open Subtitles | إنه طويل وشعره بني ويرتدي معطف ووشاح وقفازات |
Ve bir yerlerde düz saçlı bir evsiz bir adam bunları kullanacak ve bir iş bulup, hayatı değişecek. | Open Subtitles | وهناك في الخارج شخص مشرد , وشعره ناعم وسوف يستخدم هذه ليصفف شعره, و يحصل على وظيفة . ويغير مجرى حياته |
Kısa boylu, bodur, hafif kızıl saçlı sürekli Pacers şapkası takan mı? | Open Subtitles | إنه قصير وممتليء وشعره أحمر ودومًا يرتدي طاقية؟ |
Görgü tanığı koyu saçlı ve uzun demişti. | Open Subtitles | لقد قال شاهدنا أنه كان طويل القامة وشعره داكن على أي حال |
O genç biri, uzun saçları ve sakalı var. | Open Subtitles | إنه شاب, وشعره طويل ولدية لحية وكيس كبير |
Komik bir suratı var ve saçları tamamen iğrenç. | Open Subtitles | إنه غريب ، وله وجه مضحك وشعره هذا ، إنه فظيع |
Gözleri pelte gibiymiş ve saçları yanıyormuş. | Open Subtitles | وعينّاه مثل الهلام، وشعره كان مشتعلاً بالنار. |
saçları kana bulanmış Kanlı Cellat, sağlam gözünden irin damlarken kaldırım boyunca yürüyor ve ve uğursuz şarkısını söylüyordu. | Open Subtitles | وهكذا ، الجلاد اللعين وشعره الممتلئ بالدماء سار على الشارع المصفوف بالحصى والقيح يقطر من عينه السليمة |
Öyle utangaç ve sevimliydi ki ayrıca saçları da karpuz gibi kokuyordu. | Open Subtitles | لقد كان خجولاً جداً ولطيفاً جداً... وشعره... ، رائحته كانت مثل البطيخ. |
Vuran kişinin otomatik bir silah taşıdığını ince, saçları örgülü boynunda dövmesi olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أن الرجل يحمل سلاحاً آلياً لديه بنية نحيلة وشعره مجدول ولديه وشم على رقبته أعد لي اسمه مرة أخرى؟ |
Üstelik o boyalı yüzü ve turuncu saçıyla evimize kadar girdi. | Open Subtitles | لقد جاء إلى منزلي بطلاء وجهه المخيف وشعره البرتقالي |
Hani omzuna kolunu atmış, Saçı gözüne geliyor. | Open Subtitles | هيا ، ذلك الشاب الذي يضع ذراعه حولك وشعره منسدل على عينيه |