Düşünüyorum da, senin ve arkadaşının kazandığı ünü,.. | Open Subtitles | إستمعْ، كُلّ الدعاية والإعلان أنت وصديقكَ يُصبحُ، |
SEN ve METAL ARKADAŞIN BUNU ÖDEYECEKSİNİZ. | Open Subtitles | أنتَ وصديقكَ المعدني ستدفعان الثمن اليوم. |
Bu yaptığımız işler konusunda en az senin ve arkadaşının bildiği kadar bilmeliyim. | Open Subtitles | أحتاجُ أن أعلم كما تعلم أنتَ وصديقكَ تمامًا عن تلك القضايا التي نعمل عليها. |
Sizi ve arkadaşlarınızı ağırlamaktan mutluluk duyarım | Open Subtitles | أنا سَأكُونُ سعيدَ إلى comp أنت وصديقكَ هنا. |
Eski talebeniz ve kadim dostunuz geldi! | Open Subtitles | أنهُ تلميذكَ السابق وصديقكَ السابق! |
Sen ve şu liseli defolun gözümün önünden. | Open Subtitles | -أنتَ وصديقكَ الكلاسيكي هناك |
Siz, FBI'dan arkadaşınız ve yeğeniniz, arama emri olmadan Dr. Strauss'un evine girdiniz ve sonra o ortadan kayboldu avukatıyla konuşma fırsatı ya da ona karşı sorgulanan bir kanıt olmadığı halde haftalarca gözaltı şeklinde yaşadı. | Open Subtitles | أنت وصديقكَ في مكتب التحقيقات وأبنة أخيك أنقضضتم على منزل الطبيب (ستراوس) بدون مذكرة و من ثم أختفى بشكل سري لأسابيع بدون فرصة للتحدث ألى محامي أو وجود دليلٍ ضدهُ لأستجوابه |
Sen ve şu arkadaşın. | Open Subtitles | أنت وصديقكَ. |
Baba, Aelle senin müttefikin ve dostun. | Open Subtitles | أبي، (إيلا) حليفك وصديقكَ . |