Şimdi yaratıcılık ekolojisinin bu resmi, ekolojinin, dengeli yaratıcılığın resmi, bu şu anda sahip olduğumuz yaratıcılık ekolojisi mi? | TED | الآن هذه الصورة لبيئة الابداع، وصورة بيئة الإبداع المتوازن، هل هو بيئة الإبداع التي نملكها الآن؟ |
Cebinde bir haç ve Aziz Yahuda'nın resmi vardı. | Open Subtitles | كان هناك صورة للقديس فى جيبه وصورة المسيح وهو مصلوب |
Doktor Amca, sevgi ve fotoğraf arasında hiçbir fark yok Nasıl yani? | Open Subtitles | ما من فرق بين الحب وصورة ، يا عمي الطبيب |
Şimdiye kadar bulduklarım, üzerinde parmak izi olan bir kum saati ve eski bir suç mahallinden bir fotoğraf. | Open Subtitles | لحد الآن عندي ساعة رملية عليها بصمة وصورة لمسرح جريمة قديمة |
Tamam mı? Yoktu. Bir kedi yavrusunun zavallı bir okul fotoğrafı vardı. | Open Subtitles | لم يكن فيها سوى صورة مدرسة وصورة قطة مثيرة للشفقة |
Hiç sanmıyorum. Hele ki tuvalet masasının üstünde rahmetli Çar'ın resmini tutuyorken. | Open Subtitles | بالكاد أظن ذلك سيدي المفتش، ليس وصورة القيصر الراحل على طاولة التزيين الخاصة بها |
Patrick, cebinde bilet koçanlarını ve bir kızla birlikte olan fotoğrafını buldu. | Open Subtitles | رأى باتريك المصفوفات التذاكر وصورة لها مع كتكوت سقوط من جيب سترته. |
Adam adaylığını yeniden koyacak, 12 yaşındaki bir resim her şeyi değiştirebilir. | Open Subtitles | الرجل لديه حظوظ في إعادة إنتخابه وصورة عمرها 12 عاماً قد تغير ذلك |
Üstteki adres çubuğuyla bir adamın penisine benzeyen resmin arasında. | Open Subtitles | بين عنوان حانه وضيعه وصورة ما يشبه قضيب رجل |
Bay Hoffmeister'ın eşinin portresi. | Open Subtitles | - وصورة لزوجة هير Hoffmeister ل. |
Büyük yeşil bir odada bir telefon varmış, ve kırmızı bir balon, ve ayın üstünden atlayan bir inek resmi. | Open Subtitles | في الغرفة الكبيرة الخضراء كان هناك هاتف وبالون أحمر وصورة لبقرة تقفز فوق القمر |
Bir otobüs durağı, bir çamaşırhane bir parti dükkanı ve bir duvar resmi var! | Open Subtitles | وموقف حافلات، ومغسلة ملابس ومتجر لبيع أغراض الحفلة، وصورة جدارية |
Beş poz da arkası dönükken çekilmiş, yüzü hiç görünmüyor. Bir de kadın şoförün resmi var. | Open Subtitles | خمس صور لمؤخرة رأسه، ولا واحدة لوجهه، وصورة أخرى للمرأة التي تقود. |
Öldüğünde cüzdanında 28 doları ve güzel bir kızın resmi varmış. | Open Subtitles | ..كان لديه 28 دولار حينما مات وصورة لفتاة جميلة |
Olası suikastçımıza ait kumlu bir video ve bulanık bir fotoğraf, öyle mi? | Open Subtitles | بعض اللقطات الغير واضحة وصورة ضبابية لما قد يكون مُطلق النار؟ |
İşte biraz elma koydum ve bir de fotoğraf var. Birlikte çektirmiştik, hatırladın mı? | Open Subtitles | لقد وضعت لك بعض التفاح، وصورة حتى تتذكرينا بها |
Bir tren bileti vardı. Bir miktar para. Karımın fotoğrafı. | Open Subtitles | وهناك أيضا أشتراك الباص وبعض النقود وصورة زوجتي |
Sen de babasıyla küçükken çektirdikleri fotoğrafı verdin ona. | Open Subtitles | بالوقت الذي أعطيتِه صورته وصورة والده وهو صغير. |
- Bayan CJ'in resmini de getirdik. | Open Subtitles | وصورة جديدة للسيدة ـ سي جاي واكر ـ المال, هل أحضرتم أي شيء منه؟ |
Adınızı alıp sizin ve barakanızın fotoğrafını çekiyoruz ve GPS koordinatlarını alıyoruz. | TED | نأخذ اسمك، ونأخذ صورة لك وصورة لكوخك فنحصل على إحداثيات نظام تحديد المواقع. |
- resim istemiyorum. | Open Subtitles | غادر وإترك إسمك وصورة الإعلان - أنا لا أريد صورة - |
Beş şişe ilaç ve 3 poşet mendil ve .senin güzel bir resmin. | Open Subtitles | خمس زجاجات من الحبوب وثلاثة علب كلينيكس وصورة جميلة لك |
Peru'nun başkan vekili Marisol Espinoza'nun portresi. | Open Subtitles | ،)وصورة لـ(مارسيول إيسبِنوزا (نائبة رئيس (البيرو |