Bunlar Aşırı Sağ, neo Nazi gruplardan radikal İslamcı ve terörist gruplara kadar hepsinde benzer. | TED | وهذا يشبه كثيرًا جماعات اليمين المتطرف والنازية الجديدة، وصولًا إلى الإسلاميين المتطرفين والجماعات الإرهابية. |
Sinyalleri ana kaynaga kadar takip etmeliyiz. | Open Subtitles | كل ما علينا فعله هو تعقّب الإشارة وصولًا إلى مصدر الطاقة |
Masasındaki vazodan başlayarak odasına gönderdiğimiz kızın dövmesine kadar. | Open Subtitles | وصولًا إلى وشمٍ موسوم على العاهرة التي قُمنا بإرسالها له ليلة أمس |
Yani kasaba katili taş ocağına kadar kovalar. | Open Subtitles | تعلمون إذْ تقوم البلدة بمطاردة القاتل وصولًا إلى مقلع الحجارة وعندئذ, |
Öğleden genel müdüre kadar çıkacak görüşmelerim var. | Open Subtitles | لديّ اجتماعات بعد الظهيرة على طول الطريق وصولًا إلى المدير |
İran boyunca, bu tür yapıların düzinelerce kalıntıları var. Üstelik Ortadoğu'nun geri kalanında ve Çin'e kadar tüm yollarda benzer kalıntılar var. | TED | توجد أنقاض للعشرات من هذه الأبنية في أرجاء إيران، وما يدل على وجود مثل هذه الأبنية في أرجاء بقية الشرق الأوسط وصولًا إلى الصين. |
Filler bir zamanlar Akdeniz kıyılarından ta Ümit Burnu'na kadar olan alana dağılmışlardı. | TED | انتشرت الفيلة من شواطئ البحر الأبيض المتوسط وصولًا إلى معبر"رأس الرجاء الصالح". |
WH: Tabii ki, Güneybatı Texas'taki bölgem 29 ilçeden oluşuyor, iki zaman dilimi var, Eagle Pass, Texas'tan El Paso'ya kadar 1319 kilometrelik bir sınır bölgesi. | TED | و.هـ: بالطبع، تقع دائرتي جنوب غرب تكساس وتضم 29 مقاطعة بتوقيتين مختلفين، تمتد حدودها 820 ميلًا بدايةً من مدينة إيغل باس في تكساس وصولًا إلى مدينة إل باسو، |
Ancak 11. yüzyılda Vikingler İskandinavya'dan çok uzaklara yayılmış, Avrupa'daki ticaret yollarının kontrolünü ele geçirmiş, Afrika'ya kadar krallıklar fethetmiş ve hatta Kuzey Amerika'da karakollar inşa etmişti. | TED | بعد القرن الحادي عشر، انتشر الفايكينغ بعيداً عن اسكندنافيا، مسيطرين على الطُّرق التِّجارية في جميع أنحاء أوروبا محتلِّين الممالك وصولًا إلى أفريقيا، حتى أنهم بنوا مراكز عسكرية جنوب أمريكا. |
Şu tepeye çıkan yolu takip et. O kadar. | Open Subtitles | اتبع هذا الطريق وصولًا إلى التلة هذا هو |
Sam-po limanına kadar yolu temiz tutun.. | Open Subtitles | وأمنوا طريقها وصولًا إلى ميناء سام بو. |
Onu alnından çenesine kadar kesmen gerekiyor. | Open Subtitles | تحتاج لجرحه من جبهته وصولًا إلى ذقنه. |
Gotik kelimesinin tarihi, istilacı yabancıların kral olmasından, yükselen kulelerin sağlam kolonlara dönüşmesine ve sanatçıların karanlıkta güzellik bulmasına kadar, yüzyıllarca süren kültürler arası hareketlerin tarihinde gömülüdür. | TED | يبقى تاريخ كلمة القوطي جزءًا لا يتجزأ من آلاف السنين التي شهدت الحركات الثقافية المضادة، من الغرباء الغزاة الذين أصبحو ملوكًا إلى الأبراج الشاهقة التي استبدلت الأعمدة الصلبة وصولًا إلى الفنانين الذين عثروا على الجمال في الظلام. |
İlk kez bir yuvarlak masa toplantısındaydım, bilmeyenler için yuvarlak masa, Wall Street'de analistinden, ortağına, müdür yardımcısından, genel müdürüne kadar herkesin yıl sonu değerlendirme sürecini anlatmak için kullandığı bir terimdi. | TED | كنت في أول اجتماع لي على طاولة مستديرة، ولأولئك الذين لا يعرفون، كانت "الطاولة المستديرة" عبارة شائعة الاستخدام في وول ستريت لوصف عملية تقييم نهاية العام للمحللين والمنتسبين ونواب الرؤساء وصولًا إلى المدراء الإداريين. |
Biz de yol boyunca onu takip ederiz, şeye kadar... | Open Subtitles | سنتبعها وصولًا إلى... |
Biz de yol boyunca onu takip ederiz, şeye kadar... | Open Subtitles | سنتبعها وصولًا إلى... |
Başlangıçta bu iş için 50 bin km yol kat edeceğimin farkına varmadım. Sonuçta Brooklyn,Bronsville'de transseksüel bir kokain satıcısından, acaba beğenecek mi diye Firavun Farelerini halusinojenle beslemekle zaman harcayan bilim adamına kadar birçok kişiyle görüştüm. -- Görünen o ki hoşlarına gitmiş ancak çok belirli koşullar altında -- Esrardan kokaine kadar tüm uyuşturucuları yasallaştıran tek ülke olan Portekiz'de bulundum. | TED | ولم أدرك بأنني سأقطع 30 ألف ميل في البداية، ولكن انتهى بي المطاف بالذهاب ومقابلة الكثير من الناس، من تاجر مخدرات متحول جنسيًا في براونسفيل، بروكلين، إلى عالم قضى وقتًا كبيرًا يعطي مهلوسات إلى حيوانات النمس لمعرفة إن كانوا يحبونها- وقد أحبوها، لكن في ظروف معينة جدًا، وصولًا إلى البلد الوحيد الذي ألغى تجريم استعمال المخدرات من الماريجوانا إلى الكوكايين، وهي البرتغال. |
Kapsül içi formundayken, yani pupa- böceğin gelişmemiş formudur kısırlaşıncaya kadar radyasyona maruz bırakılmış, yetişkin hale getirilmiş ve sonra Güneybatı'da ve Güneydoğu'da Meksika ve Orta Amerika boyunca yüz milyonlarca sinek uçaklardan serbest bırakılmış ve sonunda bu zararlı haşere Batı Yarıkürenin çoğunda ortadan kaldırılmış. | TED | وفي شكل كبسولة، إنها شرنقة، هذا هو الشكل غير الناضج للحشرة، مشعشعة حتى تم تعقيمها، ونمت لمرحلة البلوغ ومن ثم تمّ اطلاقها من الطائرات في كل أنحاء الجنوب الغربي، والجنوب الشرقي وصولًا إلى المكسيك وأمريكا الوسطى وبالتحديد بواسطة مئات الملايين من الطائرات الصغيرة، للقضاء نهائيًا على آفة الحشرة المدمرة لمعظم نصف الكرة الأرضية الغربي. |