| Ama nasıI olmuşsa o ara sokakta, birinin kaza gibi görünmesini istediği bir vur - kaç olayının kurbanı olarak ölmüş. | Open Subtitles | مخدر، وضحية لصدم وهروب وأحدهم يريد أن يبدو الأمر على أنه حادثة |
| Dedi ki, "O, dar görüşlü bir moda kurbanı.", tırnak arası. | Open Subtitles | لقد قالت بأنك " صاحبة عقل صغير وضحية للموضة " انتهى الاقتباس |
| Ve tahtını çalmak isteyen hain komplocuların kurbanı olmuş. | Open Subtitles | وضحية مؤامرة خائن لسرقة عرشه |
| Ve tahtını çalmak isteyen hain komplocuların kurbanı olmuş. | Open Subtitles | وضحية غدر مؤامرة لسرقة عرشه |
| Bugün hem bir fahişe hem de bir dava kurbanıyım. Çünkü beni bu hale o getirdi. | Open Subtitles | إنني اليوم امرأة حقيرة وضحية لأنه جعلني كذلك |
| Ve saldırı kurbanıyım. | Open Subtitles | وضحية اعتداء ! أنا ! |
| Bu olayın kurbanı benim. | Open Subtitles | وضحية فى كل هذا |
| Yardımcı şerif Ferguson iki suç mahallini de inceledi, bir Collette evine saldırı kurbanı... bir de Tall-T depo soygunu. | Open Subtitles | النائب (فيرغسون) هنا فحص إثنان من مسارح الجريمه ضحيه في إقتحام منزل آل كولييت وضحية في سرقة مستودع في تي تال |
| Sturbridge saldırısının kurbanı hastanede sahte bir isim vermiş. | Open Subtitles | وضحية الاعتداء في (ستوربريدج) أعطتهم اسمًا مزيفًا في المستشفي |