Bana saldırdı. Ben de lambayı alıp ona vurdum. | Open Subtitles | هاجمني، لذا أمسكت بالمصباح وضربته. |
En yakında bulduğum şeyi kapıp ona vurdum. -Bir taşla mı? | Open Subtitles | -أمسكت بأقرب شيء وجدته وضربته به |
Ona vurmuşsun. Hatırladın mı? | Open Subtitles | وضربته هل أنعشت ذاكرتك ؟ |
Ona vurmuşsun. Hatırladın mı? | Open Subtitles | وضربته هل أنعشت ذاكرتك ؟ |
Ne düşündüm bilmem ama arkasına geçip poposuna küçük bir şaplak attım. | Open Subtitles | لا أدري بمَ كنت أفكر لكنني تسللت من خلفه وضربته بمؤخرته |
Ayıldığında ona içecek bir şeyler verdim, poposuna bir şaplak attım evi, kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırıp terk etti, tabii kuyruk denirse. | Open Subtitles | حينما استيقظ أعطيته شراب.. وضربته على مؤخرته وغادر البيت .. |
Baharat rafından bir şey alıp suratına vurdun ve ölüverdi. | Open Subtitles | أخذتِ شيئاً من رف التوابل وضربته في الوجه، فسقط قتيلا. |
Elimdeki İngiliz anahtarıyla ona vurdum. | Open Subtitles | وضربته بمفتاح كنت احمله |
"Tam o anda çıktım ve ona vurdum." | Open Subtitles | في تلك اللحظة خرجت وضربته |
En yakınımdaki şeyi aldım ve ona vurdum. | Open Subtitles | -لذا أمسكتُ أقرب شيء وضربته . |
Kafasını tutup, masaya mı vurdun? | Open Subtitles | وماذا فعلت؟ أمسكت رأسه وضربته بالمكتب؟ |