Boston'a geldiğimizde, seni servise bindirdim. | Open Subtitles | إذاً عندما وصلنا إلى (بوسطن) وضعتكِ في مكان للسيارات |
Sonra da Roma'ya giden bir uçağa bindirdim, ama o kadar inatçısınız ki Renbe'yle illa kahraman olmak istediniz. | Open Subtitles | -ثم وضعتكِ في طائرة متوجة لـ(روما ).. ولكنكِ عنيدة جدًا.. أنتِ و(رينبي) لابد وأن تكونا أبطال، صحيح؟ |
Seni Roma'ya giden bir uçağa bindirdim. | Open Subtitles | -لقد وضعتكِ في طائرة متوجهة لـ(روما ) |
"Diğerlerine yardım etme yolundaki amacını istismar ettim ve seni her doktorun kabusu olabilecek bir duruma soktum." | Open Subtitles | و وضعتكِ في وضع يشكل كابوساً لكل طبيب |
"Diğerlerine yardım etme yolundaki amacını istismar ettim ve seni her doktorun kabusu olabilecek bir duruma soktum." | Open Subtitles | و وضعتكِ في وضع يشكل كابوساً لكل طبيب |
Seni koruyamadığım ve başını bunca belaya soktuğum için de özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف لكوني لم أقم بحمايتُكِ وأنا آسف لأنني وضعتكِ بهذا المكان. |
Ben.. seni... bu duruma soktuğum için özür dilerim. | Open Subtitles | .. لعلمكِ أنا آسف لأنني وضعتكِ في موقف كهذا |
"Diğerlerine yardım etme yolundaki amacını istismar ettim ve seni her doktorun kabusu olabilecek bir duruma soktum." | Open Subtitles | و وضعتكِ في وضع يشكل كابوساً لكل طبيب |
"Diğerlerine yardım etme yolundaki amacını istismar ettim ve seni her doktorun kabusu olabilecek bir duruma soktum." | Open Subtitles | و وضعتكِ في وضع يشكل كابوساً لكل طبيب |
"Diğerlerine yardım etme yolundaki amacını istismar ettim ve seni her doktorun kabusu olabilecek bir duruma soktum." | Open Subtitles | و وضعتكِ في وضع يشكل كابوساً لكل طبيب |
Seni, benim için yalan söylemeni gerektiren bir pozisyona soktuğum için üzgünüm ama bu konu seni ilgilendirmez. | Open Subtitles | ـ لقد كذبت من أجلك آسفة لأنني وضعتكِ في موقف اضطررتِ فيه للكذب من أجلي ولكن هذا لا يجعل الأمر من شأنك |
Seni oraya soktuğum için üzgünüm. | Open Subtitles | آسف لأنني وضعتكِ في هذا الموقف. |
Deb, seni bu duruma soktuğum için özür dilerim. | Open Subtitles | ديب)، آسّف لآننيّ وضعتكِ بهذا الموقف) |