| Ben de onu ofisimde bulunan bir Gaz Kromotografına koydum. 400 civarında. | TED | لذا وضعتها في كاشف الغاز اللوني الموجود في مكتبي، وهي حوالي 400. |
| Ordan paramı çektim ve bir bankaya koydum, orda büyümeye devam ediyor. | Open Subtitles | سحبت آلافي من هنالك و وضعتها في بنك حيث لا زالت تتنامى |
| Onu dolaba koymuştum, biz buradaysak, o da buralarda olmalı. | Open Subtitles | وضعتها في الخزانة، وبما أنّنا هنا فحتماً هي هنا أيضاً |
| Bir çocuk onu bana hatıra olarak bırakmıştı ben de yemek odasındaki bir çekmeceye koymuştum. | Open Subtitles | لقد كانت سكين أعطاها لي طفل كذكرى. وضعتها في درج في غرفة المعيشة. |
| Zavallı herifin parasını aldın. Her an gitmeye hazır olmak için onu kasaya koydun. | Open Subtitles | عثرت عليه وأخذت نقوده و وضعتها في الخزانة لكي تأخذها عند الذهاب؟ |
| - Evet. Şimdi GPS'e yükledim. | Open Subtitles | -نعم، لقد وضعتها في جهاز تحديد المواقع |
| Fotoğrafı çekip bir programa koydum ve o resim formatına dönüştürdü. | Open Subtitles | فقط ألتقطت صورة و وضعتها في بالرنامج الذي حولها إلى رسمة |
| - Nabız takometresi koydum. | Open Subtitles | تعبت من ربط الأسلاك لذا وضعتها في نبض جهاز فكّ الرموز |
| - Taş şimdi nerede, Clark? - Mağara duvarında bir odaya koydum. | Open Subtitles | أين التحفه الآن كلارك - وضعتها في حفره في جدار الكهف - |
| Onu bu eski püskü kutucuğa koydum çünkü çalınmasını istemiyorum. | Open Subtitles | لقد وضعتها في هذه الحقيبة القديمة لأنني لا أريدك أن تتعرضي للسرقة |
| Onu unutmayacağım, bulmaktan emin olacağım bir yere koydum. | Open Subtitles | أنا وضعتها في مكان ما , أنا أعلم , أنا لا أنسي في مكان ما , كنت متأكد أنني أجدها |
| Onu ceketi ve şapkasıyla birlikte her zamanki yeri olan Roger'ın dolabına koymuştum. | Open Subtitles | وضعتها في خزانته مع السترة والقبعة حيث مكانها أصلاَ |
| Caddeye koymuştum ama polisler çektirdi. | Open Subtitles | وضعتها في الشارع، ولكن الشرطة طلبت مني نقلها |
| Onu çok güvenli bir yere koymuştum. | Open Subtitles | تذكّرت الآن أنّي وضعتها في مكان آمن لأقصى درجة |
| Kitabımın arasına koymuştum. Kaybolmuş. | Open Subtitles | كنت قد وضعتها في كتابي ولا أعرف أين ضاع |
| İnanmıyorum, cebime koymuştum. | Open Subtitles | لا أصدق ذلك.لقد وضعتها في جيبي |
| Zavallı herifin parasını aldın. Her an gitmeye hazır olmak için onu kasaya koydun. | Open Subtitles | عثرت عليه وأخذت نقوده و وضعتها في الخزانة لكي تأخذها عند الذهاب؟ |
| Masaya koydun, kestin ve çiğdi. | Open Subtitles | لقد وضعتها في الطاولة وبدأت بتقطيعها لكنها كانت نيئه |
| Kaç çeşit şey bunun içine koydun? | Open Subtitles | -وكم عدد الأشياء التي قد وضعتها في الوعاء ؟ |
| - Evet. Şimdi GPS'e yükledim. | Open Subtitles | -نعم، لقد وضعتها في جهاز تحديد المواقع |
| Nasıl olduğunu açıklayamıyorum ama öyle. Onu oyuna sen soktun. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع توضيحه، لكنّها، وأنت وضعتها في تلك اللعبة. |