O yüzden, onu emekliye ayırdık, ve davayı ben aldım. | Open Subtitles | لهذا السبب وضعناه في الإسطبل ولهذا أتولى أنا هذه القضية |
Hayır, onu arabamın arkasına koyduk. Daha sonra yapmayı planlıyorduk. | Open Subtitles | كلا، وضعناه في خلفيّة سيّارتي، كنا نخطط لفعل ذلك لاحقًا.. |
onu eve kapattığımızda çıkarttığı kavgayı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكر المشاجرة التي أفتعلها عندما وضعناه في دار المسنين؟ |
onu küçük bir kutuya koyduk ve sizden onu kopyalamanızı istedik. | Open Subtitles | لقد وضعناه في صندوق صغير و طلبنا منكِ أن تُقلديه |
Vegas' tan nefret eder. Peki ya onu arabaya atıp seçme şansı tanımazsak? | Open Subtitles | ماذا لو وضعناه في السيّارة دون إعطائه أي فرصة للهرب ؟ |
O televizyon uzun zamandır vardı ve eğer onu yatak odasına koyarsak kendimizi daha bir evimizde hissederdik. | Open Subtitles | نحن نملك ذلك التلفاز منذ زمن بعيد. وسنشعر بأننا في بيتنا حقاً إذا وضعناه في غرفة نومنا. |
onu istediğimiz gibi elimizde tutabiliriz. | Open Subtitles | لقد وضعناه في المكان الذي أردناه أن يكون به |
Hele ki patentlere o kadar para yatırdıktan sonra kimsenin onu parçalayıp incelemesine izin vermeyiz. | Open Subtitles | نحن لن نترك أي شخص يفككه خصوصاً بعد المال الذي وضعناه في براءة الاختراع |
Bu sabah bağlarından kurtuldu ve iki nöbetçiyi yaraladı, ben de onu izolasyon odasına koymanın en iyisi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | لقد كسر ثيوده هذا الصباح و جرح حارسين اذن من الافضل لو وضعناه في عزله |
Evet, ama onu arka odaya yatırdık. | Open Subtitles | نعم، حسناً لقد وضعناه في الغرفة الخلفية ياالهي |
Ve sonrada onu bir kaç saatliğine dördüncü kanal trafik helikopteriyle dolaştırdık. | Open Subtitles | ثم وضعناه في مروحية القناة الرابعة . للمرور لبضع ساعات |
onu bulmak için harcadığımız onca zamandan sonra, ...buralarda geçen onca zaman sonunda, ...nihayet buradayız, beyler. | Open Subtitles | بعد كل الوقت الملعون و نحن وضعناه في محاولة للعثور عليها في كل وقت على الموقع نحن هنا في نهاية المطاف ، يا رفاق |
onu arabaya atana kadar bu kadar berbat durumda olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم نكن نعلم لأي درجة كانت حالته سيئة حتى وضعناه في السيارة |
Ben yapmadım fakat Shin Bet onu 16 yaşındayken içeri tıkmıştı. | Open Subtitles | لم اكن انا شخصياً بل كانوا الشاباك وضعناه في السجن عندما كان عمره 16 عاماً |
Beyninin şişmesi durana kadar onu yapay bir komaya soktuk. | Open Subtitles | وضعناه في غيبوبة مصطنعة حتى تختفي وذمة الدماغ |
- Evet. İşini iyi yapıyordu, biz de onu işe aldık. | Open Subtitles | أجل، إنه يأتي وقد وضعناه في جدول المرتبات |
Büyük babamın Viking broşu. onu sala koymuştuk. | Open Subtitles | دبوس الفايكنج الخاص بجدي وضعناه في القارب |
Tepedeki peri koltuğuna bıraktık ve gece boyunca nöbet tutup küçük halkının onu geri alıp sevgili bebeğimizi bırakıp bırakmayacaklarını görmek için izledik ama sabah olmadan hemen önce şu kadını gördük. | Open Subtitles | وضعناه في موضع الجنيات فوق التله أستمرينا بالمراقبه طوال الليل أيها الساده وذلك لأستعادة ولدنا الحبيب |
Biz çürüyecek diye korktuk, dolasyısıyla ben ve Shane onu buzluğa koyduk. | Open Subtitles | لقد كنا خائفين من أن يتعفن، لذا أنا و(شين) وضعناه في البرّاد |
onu öldüremeyiz, Ronon. - onu bu duruma sokan bizleriz. | Open Subtitles | نحن الذين وضعناه في هذا الموقع - مهلاً يا دكتورة - |