ويكيبيديا

    "وضعيف" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • zayıf
        
    • zayıftı
        
    • zayıfsın
        
    • güçsüz
        
    • acizsin
        
    • ve güçsüzdü
        
    • kırılgan
        
    Yaşlı ve zayıf ama hala Bela Lugosi ve gerçekten iyi birisi. Open Subtitles هو مسن وضعيف لكنه ما زال بيلا لوغوسي وهو لطيف جداً
    Hepsini yiyin. Ama bakın, sadece yaşlı ve zayıf olmayalım. Open Subtitles كلوا الكثير لكنكم إنظروا، ليس فقط كبير السن وضعيف
    Belki karanlık bir amacı ya da zayıf bir noktası vardır. Bir de Echo'ya olan aşırı bağlılığı var tabii. Open Subtitles لغرض غامض وضعيف وهو ما سيكون صعب للغاية على إيكو
    Clarence yaşlı ve zayıftı, ben de görev için yazıldım, zorladım ve işi elinden kaptım. Open Subtitles وكلارنس كان كبير وضعيف حينها لذلك كتبت له طلب انتقال من هنا وتم طرده
    Beni hayal kırıklığına uğrattın, sen zavallısın ve zayıfsın, artık seni sevmiyorum. Open Subtitles خيبت أملي فيك حقا أنت مثير للشفقة وضعيف وأنا لم أعد أحبك
    Üstün goril, diğer gorilin güçsüz ve etkisiz olduğunu anlayana kadar yanından ayrılmaz. Open Subtitles - حسن, الغوريلا المهيمن يبقى حتى يتيقن ان الغوريلا الآخر ليس مثيراً للاهتمام وضعيف
    Alçak bir adamsın çünkü Spencer, acizsin. Open Subtitles هذا لأنك تافه يا (سبينسر)، وضعيف.
    Seçimlere çok az kaldı ama o yaralı, zayıf yenilikçiler rüşvet iddialarında bulunuyor. Open Subtitles وهو مصاب وضعيف الإصلاحيون يتكلمون عن الفساد
    Bir devekuşu yalnız bir çitanın endişelenmiyecek kadar küçük ve zayıf olduğunu bilir. Open Subtitles تعلم النعامة أن الفهد وحده صغير وضعيف ليثير قلقها.
    zayıf ve bitap durumdayken bu kavgayı sürdüremezsin. Open Subtitles انت لا تستطيع ان تقاتل في هذه المعركة إذا كنت محطما وضعيف
    Senin kadar yavaş ve zayıf biri bile beni devirebiliyor. Open Subtitles حتّى شخص بطيء وضعيف مثلك يمكنه أن يطرحني أرضًا
    Acınası derece zayıf durumdasın. Open Subtitles إنّك حزين وضعيف بنحو يبعث على الشفقة فحسب
    Ama onları hissetmiyorsunuz, çünkü zayıf kuvvet doğru adlandırılmış. Çok kısa bir aralıkta ve çok zayıf, böylece sizden geçip gidiyorlar. TED ولكنك لا تشعر بهم وذلك لأن تسميتهم بالقوة الضعيفة تسمية صحيحة تماماً. مدى قصير للغاية وضعيف جداً، لذلك فهي فقط تمر من خلالك.
    Sana iyi davranacağım, Ama sen öyle yaşlı, yavaş... zayıf ve acınacak haldesin ki. Open Subtitles سأرفقبك،لكنكعجوزوبطيء... وضعيف ومثير للشفقة
    O kadar küçük ve zayıftı ki. Open Subtitles هي كَانتْ صغيرة جداً... وضعيف. هي كَانتْ مثل...
    Bazı yönleri de zayıftı. Open Subtitles وضعيف في أمور أخرى.
    Yaşlısın, çirkinsin, zayıfsın annen ve hahamın dizinin dibindesin. Open Subtitles انت كبير، قبيح وضعيف. أنت لا تزال تعيش مع أمك.
    Hastasın, zayıfsın, sana göre değil bunlar. Open Subtitles أنت مريض, وضعيف, ولم تكن متوازناً أيضاً
    güçsüz ve korunmaya ihtiyacı var. Open Subtitles الطفل جريح وضعيف..
    Alcak bir adamsin cunku Spencer, acizsin. Open Subtitles هذا لأنك تافه يا (سبينسر)، وضعيف.
    Bakın, Tom Hubbard yaklaşık 80 yaşında ve güçsüzdü. Open Subtitles انظر ,توم هابارد سنه ما يقارب 80 عاما وضعيف
    Bu kadar güçlü olmasına rağmen bir o kadar da kırılgan ve narin. TED وعلى الرغم من قوته فهو هش وضعيف.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد