Kendi hayatlarımızın bütün sorumluluğunu almaktan alıkoyan bu suç oyununa bir son vermemiz gerek. | TED | علينا وضع نهاية للعبة إلقاء اللائمة هذه التي منعتنا من تحمل المسؤولية الكاملة لحياتنا الخاصة. |
Hastalıklara bir son verebiliriz. İnsan yaşamını iki katına çıkarabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا وضع نهاية للمرض، مضاعفة عمر الأنسان |
Biliyorum. Size inanıyorum. Buna bir son verebilirsiniz. | Open Subtitles | أنا أعرف ، وأصدقكِ نستطيع وضع نهاية لكل ذلك |
Ve bu çatışmayı sonlandırmanın tek yolunun saltanatına son vermek olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | و أدرك أن الوسيلة الوحيدة لتسوية الصراع هي وضع نهاية لحكم الامبراطور |
Bu tür başıbozukluklara hızlı bir şekilde son vermek bilgeliğin gerektirdiği bir şeydir. | Open Subtitles | و أفضل جزء للحكمة هوة وضع نهاية سريعة لمثل هذه الإضطرابات |
Bu işe, sen hayattayken bir son vermeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول وضع نهاية لهذا الأمر بحيث ينتهى وأنت حى |
O insanları öldürmesine rağmen bunun bir son bulmasını istiyor gibiydi. | Open Subtitles | أحسست أنّه أياً يكن القاتل أراد وضع نهاية للأمر. |
Hemen telefonu al ve bu saçmalığa bir son ver. | Open Subtitles | ارفع الهاتف الان وضع نهاية الى هذه الفوضة |
O sincabı yakalayıp, onun azgın ve istenmeyen fortlarına bir son vermeyi kendimize görev edineceğiz. | Open Subtitles | سوف نجعل مهمة حياتنا القبض على ذلك السنجاب و وضع نهاية لهياجانه الغير مرحب به. |
Ezik piçin biri içkiyi fazla kaçırır gözünü açtığında kendini bir balinanın yanında bulur ve acısına bir son verir. | Open Subtitles | مع وغد مسكين ثمل، استيقظ ليجد تلك البقرة فقرر وضع نهاية لمُعاناتها. |
Bu işe bir son vermek zorundasınız! Elimizdeki yegane dünyayı yok edeceksiniz! | Open Subtitles | عليكم وضع نهاية لهذا، ستدمرون العالم الوحيد الذي لدينا. |
Benden daha yüksek maaş alan bir çok adamın yoluma çıkıp .bütün her şeye bir son verip, orospu çocuklarını içeri almak istediklerini bilmelisin. | Open Subtitles | تعلم أن هنالك كثيراً من الناس أعلى مني رتبة يجادلون بشأن وضع نهاية لكل هذا -واعتقال كلّ هؤلاء السفلة |
Bu işkenceye artık bir son vermeliyiz. | Open Subtitles | لابد من وضع نهاية لهذا التعذيب |
Katliama bir son vermem gerekiyordu. | Open Subtitles | تحتم علي وضع نهاية لهذه المذبحة. |
Bu yüzden her şeye bir son vermemiz gerekiyor. | Open Subtitles | لهذا السبب، نحتاج وضع نهاية لكل هذا. |
Bütün bunlara son vermek istemiyor muyum sanıyorsun? | Open Subtitles | ألا تظن إنّي أريد وضع نهاية لكل هذا؟ |
Tüm bunlara bir son vermek için onu yakalamak istedim. | Open Subtitles | أنا أردت وضع نهاية لذلك الأمر كله |
Bütün yapmak istediğimiz, bu kabusa bir son vermek... | Open Subtitles | كل ما نريدفعله هو وضع نهاية |
Evet Müdire Cavanaugh, aramızdaki bu çekişmeye son vermeye ne dersiniz? | Open Subtitles | إذاً يا مديرة "كافانو" أيجب علينا وضع نهاية لهذا التنافس ؟ |