ويكيبيديا

    "وضيق" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • dar
        
    • darlığı
        
    • sıkı
        
    Bu arada, azınlık grupları sıklıkla diğer tarafın nefret, hoşgörüsüzlük ve dar kafalılığıyla karşılaşıyor. TED وفي الوقت نفسه ، لا ترى الأقليات في معظم الوقت من الجانب الآخر سوى الكراهية والتعصب وضيق الآفق
    Çelik burunlu asker botu, 45 buçuk numara, dar kalıp. Open Subtitles حذاء طويل ذو أصابع فولاذية من أسطول البحرية قياس 11 وضيق من المنتصف
    Sizin gibi ahlak dersi veren psikologlar bu toplumu dar görüşlü ve püriten yapıyor. Open Subtitles نفساني أخلاقي مثلك يجعل المجتمع متزمت وضيق الفكر
    Yorgunluk, nefes darlığı ve bazı oldukça ciddi sonuçlarla da ilişkilendiriliyor. TED التي تقترن بأعراض الإرهاق وضيق التنفس كما تلحقها بعض الآثار الخطيرة نسبيًا،
    Demek kusma ve nefes darlığı şikâyetin var ve bunlar amiyotrofik lateral skleroz göstergelerinden değil. Open Subtitles إذا أنتِ لديك تقيؤ وضيق في التنفس لا شيء منه يتعلق بمرض ضمور عضلاتك
    sıkı kelepçele. Biraz daha sık. Open Subtitles قيده ,وضيق الأصفاد قليلا
    Belki dar ve küçük bir alan yerine savaş alanını kilometrelerce daha geniş bir bölgeye yaymalıyız. Open Subtitles بدلاً من اختيار مكان صغير وضيق ربما ينبغي لنا أن نوسع ساحة القتال على مساحة واسعة، عدة أميال
    Çok dar. Open Subtitles لماذا نتقابل هنا.. المكان هنا مقزز وضيق
    Uzun, dar bir caddeydi. Hatırladın mı? Open Subtitles كان شارع طويل وضيق أتذكرين ؟
    Uzun ve dar yap Open Subtitles تجعله طويل وضيق
    Yüksek, dar burun hatları ve düz yüz kesiti. Open Subtitles الأنف عالي وضيق
    Kostüm biraz fazla. Çok dar. Open Subtitles الزي بارئع للغاية وضيق للغاية
    Ve güzeldir de, sıcacık ve dar. Open Subtitles والمكان جميل ودافئ وضيق
    Sadece şunu söylemek istiyorum. Cimri ve dar fikirlisin. Open Subtitles أريد قول أنك مقزز وضيق الافق
    Kronik göğüs ağrısı ve nefes darlığı çekmek bu adamın yaşam tarzı olmuş. Open Subtitles ألمْ مُزمن في الصدر وضيق في التنفس كانت مُنتظرة حياة هذا الرجل.
    Sıvı embolisinin belli başlı semptomları olan göğüs ağrısı ve nefes darlığı oluştu. Open Subtitles كانت تُعاني من آلام في الصدر وضيق بالتنفس وهى أعراض طبيعية لإنسداد وعاء السائل السلوي
    Kalp krizinin yaygın belirtilerini bilirsiniz: göğüs ağrısı, kol ağrısı, nefes darlığı, yorgunluk ve benzeri şeyler. TED لعلك تعرف الأعراض الشائعة للنوبة القلبية: ألم الصدر وألم الذراع وضيق التنفس والتعب، إلخ...
    Artan karın ağrısı ve nefes darlığı şikâyetleri var. Open Subtitles يشتكي من ألم بطني مترقي وضيق في التنفس.
    Kusursuz ve sıkı olduğundan emin ol. Open Subtitles تأكدِ من أنه لطيف وضيق
    Daha elde ediliebilir ve sıkı şeylerle değiştir. Open Subtitles ارتدى شيئا أكثر انفتاحا وضيق
    Hem karargah çok sıkı korunuyor. Open Subtitles والمٌجمع يغلق بشده وضيق

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد