Uyuyacak bir yer ve içimde büyüyen küçüğü yaşatmak için yiyecek bulmaya koyuldum. | Open Subtitles | وبدأتُ في البحث عن مكان للنوم وطعام ليُغذي الشخص الصغير الذي ينمو بداخلي |
Bir şehir elbette ki yalnızca koruma ve yiyecek değil, cazibe de sunabilir. | Open Subtitles | المدينة، وبطبيعة الحال، يمكن أن توفر ليس فقط مأوى وطعام وفير ولكن سحر |
Jeneratör, kapalı pencereler, kaçış tüneli yıl sonuna kadar yeterli yiyecek, basit. | Open Subtitles | مولد للكهرباء, نوافذ مستقلة, ونفق للهروب وطعام يكفي لمدة عام على الأقل |
Üçüncü ve doğru tahminin yaptığında ise oturma ve yemek odalarından bahsediyordu. | Open Subtitles | عندما قمت بتخمين ثالث وصحيح، كان يقول غرف معيشة وطعام. |
Söylemediğim sürece bana kendi odamı verecekler ve yemek ve video oyunlarını da alacağım. | Open Subtitles | طالما لا أخبر أحداً فسيعطونني غرفة خاصة وطعام وألعاب فديو. |
Seni daha önce hiç böyle görmemiştim. Keyfim yerinde. Etrafımda güzel kadınlar, güzel yemekler var. | Open Subtitles | أشعر بالسعادة، عندي نساء جميلات وطعام رائع |
Küba stili iyi müziği, yemeği olan büyük bir partiye gidiyorum. | Open Subtitles | سأذهب إلى حفل كبير به موسيقى وطعام جيد على الطريقة الكوبية |
Hastalar için ilaç, açlar için yiyecek ve iç savaş mağdurları için barış birlikleri ile. | TED | أدوية للفقراء، وطعام إغاثة للجوعى، وقوات حفظ السلام لمن يواجهون حرباً أهلية. |
Çocuklar, içeri girin, uyku tulumları ve yiyecek alın. | Open Subtitles | شباب، ادخلوا الى هناك، وخذوا أكياس نوم وطعام |
- ...veya yiyecek bir kap aş bulabildiğim sürece bir daha mutsuz olmayacağım. | Open Subtitles | فإني لن أكون تعيساً أبداً طالما لدي منزل وطعام |
Her zaman sıcak bir ev, yiyecek ve giyeceği oldu. | Open Subtitles | لقد كان لديها دوماً منزلاً دافئ وطعام - سيدتي .. |
Özellikle de benim gibilerinin tarih boyunca ya kurban ya da yiyecek oldukları düşünülürse. | Open Subtitles | أرى أن الأشخاص أمثالي كانوا تاريخاً ضحايا وطعام ولكن للتوضيح، من الأشخاص أمثالكِ؟ |
Dört adamınıza karşılık dört adamımız ve üç günlük yiyecek ve su. | Open Subtitles | أربعة من رجالكم مقابل أربعة من رجالي مع ماء وطعام يكفي لثلاثة أيام |
İyisi mi ben yiyecek içecek bulmaya yardım aramaya çıkayım. | Open Subtitles | الآن من الأفضل أن أبحث في الجوار عن ماء وطعام والنجدة |
Sana kıyafet, yiyecek ve kalabileceğin güvenli bir yer verecekler. | Open Subtitles | سوف يعطوك ملابس وطعام ومكان آمن كي تبقى به |
Bir yatak ve yemek hazırladım. | Open Subtitles | لقد أعددت سرير وطعام فوق هناك. |
Çok basit. Sadece bir yatak ve yemek yeter bana. | Open Subtitles | إنه سهل، جل ما أحتاجه سرير وطعام. |
Ama eninde sonunda su çekildiğinde yeni bir yaşam doğacak ve hepsine yetecek yeni yemekler gelecek. | Open Subtitles | ولكن، في نهاية المطاف، بعد انخفاض منسوب المياه سوف تكون هناك حياة جديدة وطعام جديد يعود بالفائدة للجميع |
Harika bir parti. yemekler de harika. | Open Subtitles | هذه حفلة رائعة وطعام جيد |
yemekler de b*k gibi! | Open Subtitles | وطعام الأكل كالبول |
Arkadaşlık, seks, aşk, İtalyan yemeği herkesin evi ayrı, başka insanlara takma arkadaşlık, zorunda olmamak. | Open Subtitles | أصدقاء, وجنس, وحب وطعام ايطالي... لدينا أماكننا الخاصة نقحم شخص آخر أصدقاء, أليس علينا ذلك |
Battaniyemiz ve yiyeceğimiz var. | Open Subtitles | أحضرت فراش وطعام كل ما نحتاجه |