Tüm o yıllar boyunca, kendime sadece seks olduğunu söyledim. | Open Subtitles | وطيلة تلك السنوات، كنتُ أقنع نفسي أنّهن عشيقاتٌ وحسب أنّها... |
Ve o beni kandırmaya çalıştığı süre boyunca, ben kafamda hesap yapıyordum. | Open Subtitles | وطيلة وقت تقديمه لذلك العرض، أبدأ بحساب الأرقام |
Bir şeyi bulmak için dünyanın yarısını dolaş sen ama tüm bu zaman boyunca, arka bahçende olduğunu bilme. | Open Subtitles | أنتِ تقطعين نصف العالم لتطاردِ شيئا، وطيلة الوقت كان يقبع في فنائك الخلفي |
Bizi terk ettiği için, kötü biri olduğu için ve tüm hayatım boyunca bu lekenin üstünü örtmeye çalıştım. | Open Subtitles | لأنه تركنا ولأنه تحول إلى جانب الشر وطيلة حياتي كنتُ أحاول أن أن أتجرد مِن هذا الخزي |
bunca zaman bana karşı hissettiklerini asla söyleyemedin. | Open Subtitles | وطيلة تلك المدّة لم تقوَ على مصارحتي بمشاعرك نحوي. |
BJ: Tabiki gece boyunca birlikte uzandılar. | TED | بيفرلي : وطيلة الليل استلقوا سوية .. |
Her gün, 24 saat boyunca, pompa sizinle beraber, ilacı doğrudan kalbinize veriyor. Pek çok açıdan tercih edilen bir ilaç değil. | TED | تبقى معك طيلة اليوم .. وطيلة الوقت تراقب ضخ الدواء في جسدك مباشرة الى قلبك وهو ليس دواء ملائم في معظم الحالات فالدواء هذا عادة |
Önümüzdeki on yıl boyunca, Fransız Saint-Domingue kolonisindeki bir otelde bir duvarcı ve garson olarak çalıştığını biliyoruz ve Haiti daha sonra biliniyordu. | TED | وطيلة العقد التالي، من المعروف أنه عملَ بنّاءً ونادلًا في فندق في المستعمرة الفرنسية في سان دومينغ، التي عرفت بها هايتي آنذاك. |
Ve şu zaman boyunca, senin istikrarlı bir ilişkini görmedim. | Open Subtitles | وطيلة ذلك الوقت، لم أراك مع فتاة ثابتة |
Ve tüm bu süre boyunca, burada, Sleepy Hollow'da saklanıyorduk. | Open Subtitles | وطيلة تلك الفترة، كنا نختبيء هنا بـ"سليبي هولو". |
Oğlumuz kaybettik biz Joanne. Geçtiğimiz sene boyunca seni de kaybedeceğim diye korktum. | Open Subtitles | لقد فقدنا ابننا يا (جوان)، وطيلة العام الماضي كنت أخشى أن أفقدكِ أيضًا |
Hayatım boyunca, bu hayali kurdum. | Open Subtitles | وطيلة حياتي رافقتني تلك المُخيِّلةُ بأن |
Ve bütün bu zamanlar boyunca ilkemiz değişmeden kaldı. | Open Subtitles | وطيلة الوقت... الشعار يذكرني... ... |
Ve çıktığımız bütün bir hafta boyunca... | Open Subtitles | وطيلة الأسبوع الذي تواعدنا به... |
Ve dört harika hafta boyunca gerçek sarışın sevgilim ve ben 3 S'nin tadını çıkardık. | Open Subtitles | وطيلة أربع أسابيع رفيعة، أنا وشقرائي بالفطرة سبحنا في نعيم "الشين" الثلاث... |
Kilgrave'le olduğun süre boyunca kontrolü altında olduğunun farkındaydın. | Open Subtitles | وطيلة الوقت مع (كيلغريف)، كنتِ تعلمين بأنك تحت سيطرته؟ |
Tüm hayatım boyunca, ondan nefret ettim. | Open Subtitles | وطيلة حياتي كرهته لهذا السبب |
Ve tutsak olduğumuz tüm süre boyunca ne zaman senden pes etmek istesem Enzo senden nefret etmemi engelledi. | Open Subtitles | وطيلة الوقت في السّجن كلّما أردت أن أفقد الأمل فيك... منعني (إينزو) من أن أكرهك. |
Ve bunca süre ben annemin ringte olduğunu bile bilmiyordum. | Open Subtitles | وطيلة هذا الوقت، لم أكُن أعلم أنها في حلبة القتال مع السرطان. |
Demek bunca zamandır yine kaçmayı planlıyordun. | Open Subtitles | وطيلة هذه المدة كنت تخطط للهرب مرة أخرى |
bunca senedir arkadaşız ama hiç-- | Open Subtitles | ...وطيلة هذه السنوات ونحن أصدقاء ، ولم |