ويكيبيديا

    "وظللت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • durdum
        
    • Sürekli
        
    • devam ettim
        
    Bir hayalet taklidi yapıyordu, ona yeter deyip durdum ama dinlemedi. Open Subtitles كان يتظاهر بأنه شبح وظللت أخبره بأن لا يفعل عدا أنه لم يصغي
    Archibald'dan çaldığımı düşünmüş ve yok edildiğini söyleyip durdum ama bana inanmadı. Open Subtitles وظللت أخبرها أنه تدمر ولكنها لم تصدقني
    Bunca zaman ne olduğun, sana ne olduğu hakkında cevapların olduğunu düşünüp durdum. Open Subtitles كل هذا الوقت ، وظللت التفكير كان لديك إجابات حول ما كنت، ما حدث لك .
    Las Vegasta kollu kumar makinesinde birkaç saat harcamak başkadır, fakat uyandığın andan yattığın ana kadar onu Sürekli yanında taşımak ve o kolu gün boyu çekmek başka: Yapımız buna uygun değil. TED ذلك مشابه لقضاء ساعتين على ماكينة القمار في لاس فيجاس، لكن إن أحضرتها معك، وظللت تدير الذراع طوال اليوم، منذ استيقاظك حتى ذهابك للنوم، نحن لم نُصمَّم لذلك.
    Onu çok severdim, ve Sürekli ağladım. Open Subtitles لقد أحببتها وظللت أبكي طيلة الوقت
    Eve doğru araba sürüyordum Ve gitmeye devam ettim. Open Subtitles حسنا، كنت أقود المنزل، وظللت على الذهاب.
    Herkes çok çirkin olduğunu söylerdi ama benim hoşuma gidiyordu, bu yüzden ben de giymeye devam ettim. Open Subtitles والجميع كال انة قبيح ولكنى كنت احبة وظللت ارتدية
    Ve kendime Sürekli şu basit soruyu sorup durdum: Yeni Dünya maymunlarının ataları Atlantik Okyanusu'nu geçebildiyse neden insanlar bu küçük su sahasını geçemesin? TED وظللت أسأل نفسي سؤالاً بسيطاً: إذا كان بوسْع القِردة، أسلاف "العالم الجديد"، عبور المحيط الأطلسي بطريقة ما، فلِماذا لم يتمكّن البشر من عبور تلك البقعة الصغيرة الممتدة بين الماء؟
    Sürekli kendi ekibimi düşündüm durdum. Open Subtitles وظللت أفكر في فريقي هذا
    Sürekli "Babacığım lütfen beri bırakma." deyip durdum. Open Subtitles وظللت أردد "أبي، رجاءً لا ترحل عني"
    Ve seni hep silip durdum. Open Subtitles وظللت أكتب لكم قبالة.
    Ana caddelerden uzak durdum. Sürekli arkamı kontrol ettim. Joe soru sordu mu? Open Subtitles كلا، ابتعدت عن الشوارع الرئيسية، وظللت أتفقّد الوضع، لذا... هل سألك (جو) عن شيء؟
    Sürekli, bir kediye göre oldukça büyüktü, diye düşünüyordum. Open Subtitles وظللت أفكر إنها أكبر بكثير من القطة
    Geçen ay Peri'nin bir takım işlerini hallederken dikiz aynamda Sürekli olarak aynı... Open Subtitles "الشهر الماضي كنت اقوم بمهام صغيرة "لبيري وظللت ارى سيارة بنيه
    Benim ismimi yazarken ne hissetmiştir diye Sürekli düşünüyordum. Open Subtitles وظللت أفكر في شعورها .. وهي تكتب اسمي
    Ben de hepsinden %99 almaya devam ettim. Open Subtitles وظللت أحصل على مجموع 99 بالمئة بكل إختبار فيهم
    Ondan ümidi kesmek istemedim ve bu yüzden göğsüne baskı uygulamaya devam ettim. Open Subtitles وظللت أريد جعله يتنفس، لذا واصلت الضغط على صدره.
    Tam yukarıdayken -- bilirsiniz, rüzgârla beraber birkaç kere tekrarlamak zorunda kaldık -- sonra çekim yapmaya devam ettim. TED وعندما كنت مباشرة فوق -- لعلكم تعلمون، بسبب الرياح، نُضطَر لتكرار الأمرعدة مرات -- وظللت ألتقط صوراً.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد