On yedi yaşındaydım ve modelliğin garsonluktan daha kolay para kazandıracağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | كنتُ في الـ17 عاماً، وظننتُ أنّ عرض الأزياء سيكون أسهل طريقة |
Partiden sonra onu götürmeyi teklif ettim. Konuşabileceğimizi düşünmüştüm. | Open Subtitles | بعد إنتهاء الحفلة، عرضتُ عليها أن أوصلها وظننتُ أنّ بإمكاننا التحدّث |
Üçümüzün en sonunda gerçek bir aile olmaya başladığını sanmıştım. | Open Subtitles | وظننتُ أنّ ثلاثتنا بدأنا في الأخير أن نُصبح عائلة حقيقيّة. |
Tıbbi açıdan ilgili olabileceğini sanmıştım ama aslında sadece acınacak durumda olduğunu anlatmış oldu. | Open Subtitles | وظننتُ أنّ لهذا علاقةً بالتشخيص لكنّ هذا جعلني أعرف أنّك مثيرٌ للشفقة |
Biraz önce biri beni aramaya çalıştı. Ben de sen olduğunu sandım. | Open Subtitles | أنا بخير ، لقد حاول شخص ما الاتصال منذ قليل وظننتُ أنه أنت |
O zamanlar 19 yaşındaydım ve sana çok âşıktım ve benimle olan ilişkini bitireceğini sandım ama sonra çok iyi bir baba olduğun ortaya çıktı. | Open Subtitles | كنتُ بالتاسعة عشر في ذلك الوقت، وكنتُ أحبّك كثيراً، وظننتُ أنّك ستقطع علاقتك بي، |
Uzun zamandır böyle hissediyordum hep sorun bende diye düşündüm. | Open Subtitles | كنتُ أشعرُ على هذا النحو منذ وقتٍ طويل وظننتُ بأني |
Bunu yapması için bir nedeni olması gerektiğini düşündüm sonradan. | Open Subtitles | وظننتُ أنّه ربما هنالك سبب جعلها تفعل ما فعلته |
Ve ben de sonunda işlerin düzene girdiğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | وظننتُ أن كل شيء سيسير أخيراً على ما يرام |
- Peki, bilmen gerekir ki, ...yarın akşam bize yemeğe geliyor, ve senin de bize katılacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | حسناً، لو كنتِ مهتمّة، إنّها قادمة غداً لتناولِ العشاء، وظننتُ أنّه يمكنكِ الإنظمام إلينا. |
Ben de tam birbirimize güvenmeye başladığımızı düşünmüştüm. | Open Subtitles | وظننتُ أننا من هذه اللحظة، سيكون .مستوى ثقتنا كبيراً |
Çünkü tüm o parayı bu evden çıkarmıştım ve senin hayır diyeceğini düşünmüştüm ve evimizi riske atmaktansa hapse girmeyi tercih edeceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | لأني كنتُ أسحب النقود من رهن المنزل، وظننتُ بأنكِ سترفضين، وظننتُ أنكِ ستفضلين الذهاب إلى السجن على... |
Direkt sana gelirsem onun izni olmadan hareket edebileceğimi düşünmüştüm. | Open Subtitles | إنّها تحتجز المحفظة الماليّة لزواجنا بأكمله، وظننتُ أنّ بقدومي إليك مباشرة قد يسمح لي بإتخاذ قرار دون الحصول على إذن منها. |
Bunu takmak isteyeceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | وظننتُ انكِ قد تحبينَ أن ترتديهِ |
Bu doğru, ortaktık, sonra bu yıl ayrıldı. Bunun bir sürpriz olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | "هذا صحيح، كنّا شريكان، ثم رحل هذا العام، وظننتُ أنّها كانت مفاجأة." |
Boş olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | وظننتُ أن الشقة فارغة |
Çünkü kapının önündeydik ve ben de sanmıştım ki; "şemsiyeni bırak, şemsiyeyi al" gibi bir şeyler yapıyorlar. | Open Subtitles | لأنّنا كنا بصددِ الباب الأمامي وظننتُ بأن هنالك شيئاً ما ...مميزا في أن " تعطي المظلة وتأخذ المظلة " |
- Bir yolu olmalı. Evet vardı ve bulduğumu sanmıştım. | Open Subtitles | -نعم، وظننتُ أنّي وجدتُها . |
Uyanıp denizin sesini duyduğumda, adadaki sahil evinde olduğumuzu sandım bir an. | Open Subtitles | سمعتُ البحر عندما أستيقظتُ وظننتُ إننا في منزل الشاطئ بـ "لونغ آيلاند". |
Her şeyin geçtiğini sandım, ama sonra ben... | Open Subtitles | وظننتُ أن هذه نهاية الأمر، لكن |
Hiç bitmeyecek sandım. | Open Subtitles | وظننتُ... أنّه لن يتوقّف أبداً |
Ben de biraz temiz hava uykusunu getirir diye düşündüm. İşe yaradı. | Open Subtitles | وظننتُ أنّ بعض النسيم العليل سيجعله نعساً، وقد أفلح الأمر |
Belki dans konusunda aklını çelebilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | وظننتُ انهُ ربما يمكنني تغيير رأيكَ بشأن الرقص |
Evet, ben Dr. Brennan'la konuştum ve size de söylemem gerektiğini düşündüm... | Open Subtitles | -أجل، لقد ... تحدثتُ مع الد. (برينان) وظننتُ أنني يجب أن أخبركِ... |