Masanın kenarına bir kase kraker koyduk. | TED | كان لدينا وعاء من الكعك المملح وضع علي الجانب. |
bir kase pirinç, bir kase pirinçtir, bir diğerinden farksızdır. | Open Subtitles | كـ وعاء من الأرز، أنه مجرد وعاء آخر من الأرز، لا يختلف عن غيره |
Diğer yanda, benim gibi bir adam için, hayat yakutlarla dolu bir kase. | Open Subtitles | بالنسبة لرجل مثلي، من ناحية أخرى، الحياة هي وعاء من الياقوت. |
Ghata git, bir tas su getir ve hemen dön. | Open Subtitles | إذهب للقهات وأحضر وعاء من الماء وعد بسرعة |
Bir gün dara düşersen, sana bir tas çorbayı çok görmeyiz. | Open Subtitles | إذا دخلتَ في مأزق , سنقوم دائماً بالعثور على وعاء من الحساء لك. |
Hazırladığın her tas çorba müşterine verdiğin bir hediyedir. | Open Subtitles | كل وعاء من الرامن تحضرينه هو هدية لزبونك |
bir kase şekersiz mısır gevreği yemek bir kase mısır gevreksiz şeker yemek gibi. | Open Subtitles | يمكنك أكل وعاء من الكورن فليكس بدون سكر مضاف أو يمكنك أكل وعاء من السكر بدون كورن فليكس |
Sana evde eşlik edeceğiz, ve bir kase ararot nişastası hazırlayacağız. | Open Subtitles | سنرافقك للمنزل و نعد وعاء من الأروروت ماري الكمادة |
Gelip oturmak ve bir kase grape-nuts yemek ister misin? | Open Subtitles | هل ترغب في القدوم و الجلوس أمامي أترغب في الحصول على وعاء من حبوب العنب و الجوز ؟ |
bir kase grape-nuts yemek. | Open Subtitles | لا تريد الحصول على وعاء من حبوب العنب و الجوز ؟ |
Şimdilik iyi ama biraz daha büyüyünce bir kase erişteyle ona söz dinletemeyeceksin. | Open Subtitles | هذا ينفع في الوقت ..الحالي، لكن حين يكبر قليلاً لن يُسكته وعاء من شعرية |
Uyandığında parmağını bir kase erimiş suyun içinde bulursan ne yaparsın? | Open Subtitles | و وجدت إصبعك عائماً في وعاء من الثلج الذائب؟ |
Sayın Yargıç, Pazartesi günü oraya gittim bir kase süt aldım, ve uzun bir süre kuyrukta bekledim. | Open Subtitles | ..سيدي ، ذهبت الى هناك يوم الإثنين مع وعاء من الحليب ، وقفت في طابور طويل |
Bir çalışmada çocuklara televizyon izlerken atıştırmaları için bir kase balık kraker verildi. | Open Subtitles | دراسة جعلت أطفال يشاهدون التلفاز وأعطتهم وعاء من الرقائق أثناء مشاهدتهم للتلفاز |
Max, tıbbi çantamı kap ve beni takip et. Steve, bir tas su getir. | Open Subtitles | ماكس، إجلب الحقيبة الطبية و إتبعني ستيف، إجلب وعاء من الماء |
Yetişkin adamlar bir tas çorba için kavga ediyorlar. | Open Subtitles | رجال كبار ويتقاتلون على وعاء من الحساء |
bir tas çorbaya giden yolu... | Open Subtitles | وعاء من حساء الفاصوليا. -جائع ؟ |
bir tas su lazım. | Open Subtitles | -أحتاج إلى وعاء من الماء |