Diğer bir deyişle güvenli ve adil bir dünya yaratabiliriz. | TED | وبعبارة أخرى، يمكننا بناء عالم آمن وعادل. |
Kendimi akıllı, geniş fikirli ve adil biri olarak görürdüm. | Open Subtitles | لقد رأيت بنفسى شخص حكيم وواسع الأفق وعادل |
Bu bizim saf ve adil dünyamız. | Open Subtitles | وبدون بالغين هنا لابتزازنا. هذا هو عالَمنا, نقيٌّ وعادل. |
Bütün kötü adamları öldürdüğünde ve her şey mükemmel adil ve eşitken, sonunda her şey istediğin gibi olduğunda senin gibi insanlara ne yapacaksın? | Open Subtitles | حين تقتلين كل الأشرار ويصبح مثالياً وعادل وجميل حين تحصلين على كل شيء بالطريقة التي تمنيتها |
Tanrı içten ve adildir.. | Open Subtitles | . الربُ أمين وعادل |
Adı çoktan yitip gitmiş bir ülkenin çok sevilen bilge ve adil bir kralı varmış. | Open Subtitles | أصبح اسمها طي النسيان كان يحكمها ملك حكيم وعادل و قد أحبه الجميع بشدة |
Petrol alanlarını geliştirmeye devam etmeden önce hükümetim tam ve adil bir Birleşmiş Milletler araştırması için ısrar edecek. | Open Subtitles | حكومتي سوف تصر على تحقيق كامل وعادل من قبل الأمم المتحدة قبل أن نستأنف تطوير حقول النفط |
Bilirsin işte, düşünceli, aklı başında ve adil. Evet, adil olmalı. | Open Subtitles | ومتوازن وعادل ، يجب أن يكون عادلًا |
"Günahlarımızı itiraf edersek, güvenilir ve adil olan Tanrı... | Open Subtitles | إذا سنعترف بخطايانا فهو امين وعادل |
"Günahlarımızı itiraf edersek, güvenilir ve adil olan Tanrı... | Open Subtitles | إذا سنعترف بخطايانا فهو امين وعادل. |
Ben sizin yaşınızdayken, dünyanın iyi ve adil bir yer olduğunu sanırdım. | Open Subtitles | عندما كنت بعمركم كنت أحسب بأن العالم... مكان جيد وعادل |
(Gülüşmeler) Eğer gerçekten, ülke olarak, eğitimin "büyük dengeleyici" olduğuna inanırsak o zaman sadece şudur: Eşit ve adil. | TED | (ضحك) إذا نحن، كبلد، آمنَّا حقاً أن التعليم هو "المعادل الأعظم"، إذاً يجب أن يكون: متساو وعادل. |
Bilge ve adil ve güçlü. | Open Subtitles | .حكيم وعادل وقوي |
Bunun gerekli ve adil olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أن هذا ضروري، وعادل |
Bunun gerekli ve adil olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أن هذا ضروري، وعادل |
Durust ve adil. | Open Subtitles | فهو صادق وعادل |
York'ta adil ve özgür bir parlemento kurup, Kraliçe'nin taç giyme törenini orada yapmayı planladığını kendi ağzından duyduğum doğru. | Open Subtitles | انها الحقيقة لقد قالها لي بنفسه بأنه يعتزم تنظيم برلمان حر وعادل ليورك --كما سيتوج الملكة هناك. |
Hop, bekle. Kieran'ı uzun zamandır tanırım. Kendisi zeki ve adildir. | Open Subtitles | (حسنٌ، لحظة، أعرف (كيرين منذ زمن طويل، إنّه ذكيّ وعادل |